HOCAYA ATILAN YUMRUĞUN HATIRLATTIKLARI

Garibanın karnına vurmuşlar “ah sırtım” demiş. Karnındaki yumruğun nedeni sırtını bir yere dayayamıyor oluşu zavallının.  Sıradan, ortalama, namusuyla, ahlakıyla hayatını devam ettirmek isteyen insan sırtını nereye yaslayacak? İnanın bana sorun bu! Yumruk ata ata, tehdit ede ede, çirkeflik yapa yapa, ahlaksızlık da zirve yaparak, sıradan insanın en doğal hakkını yani huzuru yerle yeksan etmek artık kanıksanır hale gelmiş ise kimsenin yaşam güvenliği kalmamış demektir.   Yılmaz Hoca gibi Türkiye kamuoyuna mal olmuş bir insana yumruk atmaktan çekinmeyecek tiplerin varlık nedeni işte ülkenin geldiği bu noktadır. İhaleye fesat konuşuluyor mu? Saçma sapan insanların ani bir şekilde zenginleşmesin üzerine yapılmış okkalı bir araştırmaya denk geldiniz mi? Artık insanlar aynı günaha kaşık çalmaktan kör, sağır, dilsiz hale geldi. Ayıp, günah dediğiniz pek çok konu namussuzların sırt sırta vermesi nedeniyle tabu haline getirildi. Dokunulmuyor.
İhaleye artık fesat değil, şiddet karıştı. Falancanın adamı, filancanın sağ kolu olmak övünülür hale geldi. Birey un ufak oluyor. Geriye anlamsız bir şekilde kirli rant kavgalarının yaşandığı bir mekanizma kalıyor.
 Mafya mı dediniz? Mafya sistemin sahiplenilmeyen evladı gibi adeta. Nafakası veriliyor. İş gördürtülüp tekrardan görmezden geliniyor. Bal tutan parmağını yalıyor. B.k yalasın. Ne yapalım gelinen nokta bu. Bugün hakkı olmayan bir alan için Yılmaz hocaya saldıranlar, yarın sizin olan için size saldırırsa şaşırmayın.
 
Ekonomik şiddetten, bürokratik şiddetten, yasal şiddetten, cinsel şiddetten farklı değildir fiziki şiddet. En görünür olduğu için belki de bu denli gündem oluşturdu. Şiddetin her türlüsüne karşı, yani işime gelen şiddet, işime gelmeyen şiddet ayrımı yapılmadan mücadele edecek miyiz? Bunun kararını vermeliyiz önce.
Ve nihayetinde tek ve yegane çözüm, vatandaşın güçlendirilmesi gerekiyor. Vatandaşın hesap verilebilir en üst seviyeye çıkması gerekiyor. Nasıl mı? İnsanı kimseye muhtaç etmeden, toplumun birliğine ve dayanışmasına muhtaç ederek. Ya insanı topluma kazandıracağız, ya da toplumu insansızlaştıracağız. Üçüncü bir seçenek yok. Her vatandaşı bu toplumun birlikteliği konusunda irade gösterebileceği güce eriştirecek politikalar üretemezsek şayet, yumruğun kimin yüzünde patlayacağını sırtını bir yerlere yaslayanlar bilir ancak.