Öncelikle delege seçimlerini ve süreci biraz değerlendirebilir misiniz? Kamuoyu tarafından çok tartışılan bir süreci geri de bıraktık…
Bizim partiye has bir özellikten söz ediyoruz. Bizim partimiz dışında serbest delege seçimi ve delege seçimi ardından kongre yapılması söz konusu değil. Tabi bu hareketlilik olunca da dışarda ilgi çekiyor. Bazı insanlar tarafından delege seçiminin bu denli rekabet halinde geçmesi garipseniyor. Ancak demokratik bir partinin getirisi olarak görmek lazım bu durumu. Bu durum yadırganması gereken bir şey değil olması gereken bir şey. En azından demokrasiyi sindirebilmiş bir parti olduğumuzun yegane göstergesidir.
Tartışma zeminleri çok kişisel olmuyor mu?
CHP’de gruplar çok köklüdür. Parti içinde 40 yıldır partinin ideolojik haritasının bir yerinde kendisini tanımlayan insanlar vardır. Bu nedenle kimsenin grubu değil. Sadece ideolojik temellerden gelen bir gruplaşma var. Bu grupların ana çatısı partidir ve herkes bu partinin prensipleri çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Gruplaşma dediğimiz işte bu ideolojik haritada kendilerini bir yerde tanımlayanların söylem ve pratiklerinden kaynaklanmaktadır.
İl başkanlığı süreci nasıl geçer. Ortam daha da karışır mı?
Ortamın daha fazla karışması gibi bir durum söz konusu olmaz. Biz gruplaşmalara alışkınız. Kongrelerde sert tartışmalar yaşasak bile selam kesmek gibi bir durum olmaz. Bu kavga değil. Yarış ve bu yarış içerisinde kendini ifade etme şekilleridir. Keskin gruplaşmalar kesinlikle olmaz. Düşünce ve pratikteki farklılıklardan kaynaklanan tarihsel bir durumdan söz ediyoruz.
İl başkanlığı için adaylar geliyor mu kulağınıza?
Bazı isimler gündemde yer alıyor ancak şuana kadar kimse “ben adayım” demedi. Bizde adaylık serbest. Kimseyi kongre salonlarında dövmeyiz, içeriye sokmamazlık yapmayız. Böyle bir gelenek yok. Şuan kimse net bir şekilde “ben adayım” demiyor.
Siz aday mısınız?
Ben adayım. Önceki gün Tepebaşı ve Odunpazarı Belediye Başkanlarıımızı ziyaret ettim. Niyetimi ifade ettim. Büyüklerimdir. Bugünde Yılmaz Hoca ile görüşeceğim.
Aldığınız tepkiler nasıl?
Destek arayışı ile ilgili bir durum söz konusu değil. Her iki isme de nezaket ziyaretinde bulundum. Kimsenin “aday ol, olma” diye bir tavrı olmaz. Dediğim gibi büyüklerim oldukları içi hayır duasını alma gereği duyduk.
Görev süreci boyunca pek çok tartışmada adınız geçti
İşin aslı ben tartışmaların içerisinde çok fazla yer alamdım. Bir belediye başkanı veya milletvekili hakkında aleyhte bir sözüm olmaz. Eleştirilerimizi yapacağımız mecralar farklıdır. Zaten övülecek o kadar çok özellik varken, eleştirilecek noktaları kamuoyuna taşımam yanlış olurdu.
Sizi daha çok Kazım Kurtçu olarak adlandırıyorlar
Valla facebook anılarıma bakmanız yeterli. Bir Odunpazarı etkinliğine gitmişim, bir tepebaşı… Zaten bir il başkanının bir belediye başkanının yanında yer alması nasıl olabilir. Ama tabiki bu durum zaman zaman dillendirildi. Bu dedikodulara ben de çok fazla anlam veremedim.
Delege seçimlerine müdahil oldunuz mu?
Ben hiç bir mahallede delege seçiminde müdahil olmadım. Mahalleler kendi içinde örgütlendiler. Zaten hepsi bizim arkadaşımız mavi listede, beyaz listede partililerimiz. Bu yüzden mahalleler müdahil olmak bana yakışmazdı. Benim aldığım siyasi terbiye bunu kaldırmazdı ayrıca. Talepler geldi koskoca eski milletvekilimiz bir delege alınması için ricacı oldu. Ben “müdahale etmem” dedim. Ben “asla kimseye şunu listeye alın diyemem” dedim
Kendi mahallenizde delege seçilmediniz?
Şimdi orada bir çelişmeye girmem doğru değil. Arkadaşlar kendi içinde yapılanmışlar. İsmet abi yazmış geçen gün; “Ben il başkanıyken Akarbaşı’nda bir liste çıkardık kaybettik” diye Yani bizim parti böyle, il başkanları dahi kaybedebilir
Tepebaşında bazı mahalleler de seçimler iptal oldu
Ben eleştirilerimi kongreye saklıyorum
CHP penceresinden AK Parti’nin durumu nasıl görünüyor?
Çok farklı unsurların bir araya geldiği bir parti. Ana oluşumu Refah Partisi’nden gelen ideolojik bir gruptu ama o özelliğini kaybetti. Farklı yapılardan oluşan bir inşaat gibi düşünün. AKP içinde her tartışma kişisel, ideolojik değil. Ekonomi, eğitim, sanayi gibi politikaları günlük ve kişi odaklı. Bu nedenle bu süreçte AKP’nin tutunabileceğini düşünmüyorum
Son sözleriniz
Vallah; AKP bu süreci götürebilecek bir görüntü arz etmiyor. Bu nedenle ülkenin aydınlık günleri yakındır. Kimse merak etmesin diyorum.