Proje ekibinde Çevre Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Müfide Banar, Doç. Dr. Aysun Özkan ve Yrd. Doç. Dr. Zerrin Günkaya, Güzel Sanatlar Fakültesi Cam Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Göktuğ Günkaya, Çevre Yüksek Mühendisi Ece Yapıcı ve Çevre Mühendisi Hasret Akgün yer aldı.
“Amacımız atık ürünü faydalı bir ürüne dönüştürebilmek”
Hali hazırda atıklar ile ilgili çalıştıklarını belirten Doç. Dr. Aysun Özkan projenin ortaya çıkış hikayesini şu şekilde aktardı:
“Öncelikle amacımız değerlendirilemeyen bir atık türünü, yeni ve faydalı bir ürüne dönüştürmekti. Bu konuda literatür araştırması yaptığımızda uluslararası anlamda da bir boşluk olduğunun gördük. Çalıştığımız konu henüz bir çözümü olmayan bir konuydu. Biz de bu çalışmasının hem ulusal hem de uluslararası alanda ses getirebileceğini düşündüğümüz için bu projeyi geliştirmeye karar verdik.”
“Bir üründen 3 farklı ürün elde edeceğiz”
Doç. Dr. Özkan, projenin ortaya çıkış amacının kompozit ambalaj ve atıkların verimli bir şekilde doğaya geri kazandırılması, aynı zamanda da bu ürünlerin başka bir ürüne dönüştürülebilmesi olduğunu ifade etti. Özkan projenin detayları hakkında ise şu ifadeleri kullandı:
“Projemizin ana konusu bizim kompozit dediğimiz gıda ürünlerini paketlemede kullanılan; içerisinde alüminyum, kâğıt ve plastik içeren ambalajlar. Bu ambalajlar 3 farklı malzemeyi bir arada bulunduruyor ve birbirine yapıştırılmış vaziyette oldukları için de geri dönüşümü çok sıkıntılı oluyor. Bu sebeple biz de bu malzemeyi nasıl geri kazanabiliriz diye düşünmeye başladık. Türkiye piyasasında yaklaşık 70 bin ton kadar kompozit ambalaj mevcut. Bu önemli bir miktar ve bu miktarın yaklaşık yüzde 70-80 kadarı her yıl atık olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu atıklar ya depolanıyor ya da yakılıyor ve etkin bir geri kazanım sağlanamıyor. Öncelikle biz bu ambalajlara piroliz dediğimiz bir yöntem ile ısıl işlem uygulayacağız. Bunun sonucunda da hedefimiz bu üründen 3 farklı ürün elde etmek. Ürünlerin katısından alüminyum elde edilirken, sıvı kısmından da vaks türevi dediğimiz kimyasal sanayide sıklıkla kullanılan bir ürün elde ediyoruz. Bizim diğerlerine göre üzerinde daha da yoğunlaştığımız gaz kısmında ise karbon nanotüp (CNT) elde edeceğiz. Dolayısıyla bir atık türünden üç farklı ürün elde etmiş olacağız.”
Gelecek vadeden bir ürün: Karbon Nanotüpler
Projenin devamı ve ticarileşme potansiyeline de değinen Doç. Dr. Aysun Özkan, karbon nanotüplerin gelecek vadeden ve üzerinde sıklıkla çalışmalar yürütülen önü açık bir çalışma alanı olduğunu aktararak “Karbon nanotüpler çok küçük, nano boyutta tüplerdir. Bu ürün iletkenliği ve mekanik dayanımı yüksek, savunma sanayinde de sıklıkla kullanılan pahalı ve piyasası da olan değerli bir malzemedir. Hatta bu projemizden sonra karbon nanotüpler ile farklı ürünler elde etmek üzere başka bir çalışma daha yapmak istiyoruz. Proje ile birlikte ürettiğimiz karbon nanotüpünün kalitesine bakacağız ve bu ürünleri ticari olan ürünlerle karşılaştıracağız. Hangi sektördeki kullanıma uygun bir karbon nanotüp elde edileceğini şu an için bilmiyoruz. Neticeler ışığında üretilen nanotüplerin ticari ürünler içerisinden hangisi ile verimli bir biçimde kullanılabileceğini saptayıp bu alanda yeni çalışmalar yürütmeye başlayacağız çünkü elde ettiğimiz madde piyasaya dönük bir madde. Projenin sonuna doğru Kompozit Sanayicileri Derneği ile de bir çalıştay yapmayı düşünüyoruz. Ticari anlamda ileriye yönelik çalışmalarımız da bu yönde sürmeye devam edecek” diye belirtti.
“Güzel bir destek gördük”
Projenin hazırlanması ve sunulması sürecinde ARİNKOM TTO’nun desteklerinden bahseden Doç. Dr. Özkan, “Bu aslında bizim projeyi ikinci gönderişimiz. İlk gönderdiğimizde proje literatür anlamında biraz ham bulunmuştu. O dönemde ARİNKOM TTO ile nasıl daha iyi bir çalışma yapabiliriz diye iletişime geçmiştik. Projemiz kabul aldıktan sonra da sağ olsunlar kendilerinden güzel bir destek gördük” dedi.