Kaç sezon oldu saymıyorum bile.
Hasbelkader gidilen bir Avrupa’nın ardından tüm hedefler, ıssız bir suyun ortasında kalmış geminin ada manzarası gibiydi. Ada uzaklaştıkça kıymeti artıyor, her gelen adanın yakınlığından dem vuruyor. Ama geminin içindeki her birey uzaklaşan adayı, yıpranan gemiyi, yorgun tayfaları görüyor, biliyordu. Bu umutsuzluğun, tükenmişliğin, yıpranmışlığın ortasında bir de iktisadi dalgaların oradan oraya sürüklediği Eskişehirspor’un dümenine şimdi Sinan Özeçoğlu oturdu.
Hiç kolay değil bunca yıpranmışlığın, bunca tükenmişliğin kol gezdiği bir ortamda dümenin başına geçmek. Geçti, şampiyonluk hedefi artık geminin delikli yelkenlerinden sıyrılıp gidecek bir vaat, “yıldız kadro kuracağız” vaadi yelkeni bile kımıldatmayacak hafif bir esinti. Yapılacak tek şey kalıyordu belki de. Gerçekleri söylemek.
Alabildiğince basit bir şekilde gerçekliği.
Kavgasız, dövüşsüz bir şekilde Eskişehirspor camiası gerçeklik ile yüzleşir ise ve bu gerçeklik karşısında hep birlikte davranmayı başarabilirse, kara görünmese de henüz, o anlı şanlı yolculuk devam edecek demektir.
ÇOK KOLAY DEĞİL TÜKENMİŞLİĞİ ALLAYIP PULLAMAK
ÇOK KOLAY DEĞİL TÜKENMİŞLİĞİ ALLAYIP PULLAMAK
Es Gündem 26 EditörSoner Uçak yazdı...