‘Bacasız sanayi, altın yumurtlayan tavuk, can damarı, ekonomik katma değer, can suyu’ diyoruz.
Diyoruz da tüm bunları niye diyoruz?
Son 15 yıllık süreçte Eskişehir’imizin kazandığı görselleri, canlanan tarihsel ve aktüel kültürünü merak edip, duyduklarını görmek isteyen ülkenin diğer şehirlerinin insanlarının şehrimize gelmelerinden dolayı hareketlenen kültürel iç turizme diyoruz.
Gayet olumlu, faydalı ve vazgeçilmez bir durum bu yaşadığımız. Şehrimizin kaderi değişti bir anlamda yeni ekonomik alan ve kalemler oluştu böyle olunca faydalarını saymakla bitiremeyiz.
Odunpazarı yerleşim bölgemiz, parklarımız, müzelerimiz, kültür merkezlerimiz, sanat merkezlerimiz, Porsuk’umuz, çarşımız turizm hareketinin asli mekan ve unsurları olarak konunun içinde bulunuyorlar. Bunun yanında esnaflarımız, sanatkârlarımız, işletmecilerimiz yine konunun kazananları olarak fotoğrafta ön sıralarda yer bulmaktadırlar.
Bu olumlu cümlelerden sonra ana başlıklarlatespit ettiğim olumsuz noktaları sizler ile paylaşmak istiyorum, bunu yaparken işini iyi yapan, hizmetini layıkıyla sunan ve sorumluluğunun farkında olan insanlarımızı tenzih, bu durumlarını tebrik ediyorum.
Özellikle Odunpazarına haftanın hemen her günü bir şekilde uğrarım. Çocukluğumun geçtiği, her sokağını kilit taşına kadar bildiğim, yukarı mahallede görüntü ve algı olumlu yönde ancak gerçek gözle bakıldığında durumun hiçte öyle olmadığını, bazı olumsuzlukların oluştuğunu dost acı söyler ama gerçeği söyler diyerek dile getirmek istiyorum.
Bunun sonunda diğer yazılarda olduğu gibi muhatap ile ilgililere yalnızca sıkıntıları duyura bilir miyiz amacındayım.
Genel trafik sıkıntısı yanında bölgenin darlığı ve gelişi güzel park insanları çıldırtmanın ötesine geçmiş bulunmakta. Anlık rastgele araç çekmeler çare olmamakta, yalnızca aracı çekilen dışarıdan gelen insanları çaresiz bırakmak dışında etki etmemektedir, acil çözüm bekleyen konulardan birisi bölge trafiğidir.
Bazı işletmelerde hizmet kalitesinde düşmeler bariz gözükmekte, günü birlik para kazanma hırsı maalesef hijyenin, işletmecilik ana mantığının önüne geçmiş durumdadır. Yalnızca şu örnek ile bu konuyu detaylandırmayacağım. Dört adet çibörek ve bir ayran 14 TL.
Gezilecek ve görülecek alan ile mekanlarda doyuma ulaşma ve sıradanlaşma başladı, insanlar heryerde aynı ortam olan bir şeyi niye bir daha görmeye gelsin, sebeple ve süratle yeni değer ve farklılıkları turizme katmalıyız. Bu noktanın devamı şehir ve bölge turizmi değerlendirmesi, yürütülmesi, denetlenmesinin ortak bir akılda toplanmasıdır ki bunun muhatabı kendini ortaya irade ile koymalıdır.
Ve son nokta konuyu da yalnızca ekteki fotoya bakarak anlamanızı isteyeceğim.29 Ekim Cumartesi günü Odunpazarı bölgesinde sağlı sollu park edilmiş bir yolda İstanbul’dan gelen turistlerin olduğu tur otobüsüne 4-5 metre aracını geri alsa otobüsün yoluna devam edebileceği duruma rağmen rehber arkadaşlara demediğini bırakmayan sevgili taksici hemşerimizin yaptığının yapılmaması temennisiyle, durumun farkına varalım diyorum. Aksi taktirde ‘deniz bitiyor ve kara görünüyor’ olur, sonrasında bomboş dükkanlar, sokaklar ve kapanmış işletmeler denizin bitmesidir.
DENİZ BİTİYOR MU?
DENİZ BİTİYOR MU?
Es Gündem 26 Editör