SİNAN ÖZKAROV'UN SON DEMECİ ÜZERİNE

Sinan Özkar’ın İl Danışma Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya dair birkaç kritik olduğunu düşündüğüm saptamayı yapmak istiyorum. Kızıl meydanda yoldaşlarına seslenir bir edada olan Özkar, beklenen heyecanı yaratamıyor.


Bir haberin ardından sıcağı sıcağına yorum yapmak zordur, henüz sindirilmemiştir. Ancak ilk izlenimlerin, son tespit ile ciddi bağı olduğunu düşünenlerdenim.

Sinan Özkar’ın İl Danışma Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya dair birkaç kritik olduğunu düşündüğüm saptamayı yapmak istiyorum. Kızıl meydanda yoldaşlarına seslenir bir edada olan Özkar,  beklenen heyecanı yaratamıyor.

Bakkaldan bir şey almış da sanki hesabı bedel olarak ödeyecekmiş gibi 'Bedeli', yine aynı bakkalda bedelin üstü olarak 'umud'u alacakmış gibi “umudu” dillendiriyor. Ses tonu, ruh hali solun ürettiği pek çok söylemin heyecanını törpüler nitelikte.

Mücadele dedikten bir saniye sonra hadi iyi uykular diyecek gibi… Uzar gider. Pek çok CHP’li bu söylediklerime bakarak, Özkar’ın doğru kişiliğinden, dürüst yapısından falan bihaber olduğumu zannedebilir.

Ama kızacaklara Özkar'ın kendi örgütündeki kontrolünü şahit olarak gösterebilirim.  Yetmedi mi? Kitlelere seslenmek konusundaki kısırlığını, 3 Belediye’nin gücünden çıkan sesin cılızlığını vs... Mesele dürüstlük, harbilik, iyi niyet, cesaret değil. Başımın üstünde olan bu özelliklere, yeteneği iliştirmediğiniz zaman alkış için Nazım’a sırt dayamak zorunda kalınıyor…
 
Basın mensuplarını dışarı davet etmek

Öncelikle basın “gel” dediğin zaman gelecek, “çık” dediğin zaman çıkacak bir kurum değildir. Davet etmenin de, “çık” demenin de bir üslubu vardır. CHP toplantısında basın dışarıya davet edildi. Ama öyle bir davetti ki; içinde kovamamanın cesaretsizliğini taşıyordu. “Basını dışarıya davet ediyoruz” demek, CHP’nin, tüm eksikliklerine rağmen bu şehrin en önemli ayağı olan basın ile kurduğu diyaloğu yeniden gözden geçirmesi demekten başka bir anlam ifade etmiyor benim için. Bu yüzden basın ile ilgili olarak CHP’nin bir kez daha oturup düşünmesi gerekiyor. Sonra basın mensupları içeri atıldığı zaman basının içerde işi ne, basın özgür kalmalı falan filan….Hadi canım siz de!      
 
 
Haberler