Yumurtalık kanserinde önemsenmeyen belirtiler erken tanıyı zorlaştırıyor

Kadınlarda en sık görülen kanserler arasında bulunan ve en sık ölüme sebep olan jinekolojik kanserlerden olan “Yumurtalık Kanserleri” hakkında Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Cantuğ Çalışkan önemli açıklamalarda bulundu.


Doç. Dr. Ahmet Cantuğ Çalışkan, "Yumurtalık kanserleri; en sık 50-65 yaş arasında karşımıza çıkmaktadır. Bu kanserlerin karşımıza çıkması bağırsak tıkanması veya akciğer çevresi dokusunda sıvı birikimi gibi akut bir şekilde daha önce bir bulgu vermeden çıkabildiği gibi yıllar içerisinde özellikli olmayan veya önemsemediğimiz karın ağrısı, kasık ağrısı,sık idrara çıkma,iştahsızlık veya mide, bağırsak sorunları gibi birtakım şikayetler sonrası da belirti verebilmektedir" dedi.

Hastalığın tanısı ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Çalışkan, "Yumurtalık kanser tanısının konulması mutlaka cerrahi müdahale gerektirmektedir. Bunun sebebi erken dönemde tanı ile kitlenin tamamen çıkarılma şansı olmaktadır.Erken tanı amacıyla yumurtalık dokusuna biyopsi işlemi içerisindeki kötü huylu dokunun karın içerisine yayılma riskinden dolayı önerilmemektedir. Kanser ameliyatları kapsamlı,uzun süreli ve kişinin genel sağlık durumuyla da ilgili olduğundan akciğer,karaciğere yayılım, aşırı derecede asit veya kişinin performans durumunun kötü olduğu hallerde tanı ve tedavi amaçlı cerrahi yapılmamaktadır. Bu gibi durumlarda kemoterapi işlemi uygun görülmektedir" ifadelerini kullandı.

Yıllık muayenenin önemi

Doç Dr. Çalışkan, "Kadınların her yıl mutlaka yaptırması gereken jinekolojik muayenelerinde kötü huylu tümörleri düşündüren herhangi bir görüntü mutlaka cerrahi müdahale ile tanı veya tedavi gerektirmelidir. Kanda artmış olan tümör belirteçleri ile birlikte ilişkili şikayetlerin bulunması mutlaka aklımıza bu tür değişimleri getirmeli ve bir an önce tanı ve tedavi sürecine girilmelidir" dedi.

Doç. Dr. Ahmet Cantuğ Çalışkan’a göre; mide şişkinliği, mide ağrısı, gaz problemleri, iştahsızlık, yeme bozuklukları, kilo kaybı ve sık idrara gitme isteği ile belirtilerini gösteren yumurtalık kanseri ilerlemeye başladığı dönemde herhangi bir şikayet oluşturmayabilir. Zamanla büyüdükçe şikayetlerde artış veya yeni sıkıntılar oluşturabilmektedir. Bu da bize en ufak bir şüpheli durumda mutlaka kontrol olmamız gerekliliğini göstermektedir.

“Eğer ki bu durumu düşündürecek herhangi bir durum varsa; ultrasonografi veya diğer görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Bunun yanında kan tahlilinde; CA125,OVA1 ve ROMA gibi kanser tanısı koymada yardımcı olabilecek belirteçler bulunmaktadır ve bu belirteçler kanser tanısında cerrahinin gerekli olup olamayacağı hakkında da bilgi vermektedir. Cerrahi ise yumurtalık kanserinin gerçek tanısı cerrahi olarak yumurtalıkların alındıktan sonra patolojik incelenmesi sonrası konur. Cerrahi işlem devam ederken patolojiden çıkan sonuca göre operasyonun şekli belirlenir.Eğer sonuç kanser çıkarsa daha geniş kapsamlı bir işlem olan radikal histerektomi denilen işlem uygulanmaktadır” diyerek sözlerine devam eden Doç. Dr. Çalışkan, “Kanser evrelemesini de “kanserin ne kadar yayıldığını gösteren bir sistemdir. Genellikle yumurtalık kanserlerinde cerrahi işlem sonrası patolojik değerlendirmelerle beraber yapılmaktadır” dedi.

Yumurtalık kanseri nasıl tedavi edilmektedir?

Doç Dr. Çalışkan şunları kaydetti:
"Çoğu yumurtalık kanserlerinde ilk basamak tedavi kanserli dokunun tamamen ortadan cerrahi olarak kaldırılmasıdır.Cerrahiden sonra planlanacak olan tedavi hastalığın yayılım derecesi,yaş ve diğer tıbbi problemlere göre yapılmaktadır.Bazı durumlarda ameliyat sonrası tedavi gerekmezken bazı durumlarda kemoterapi uygulanmaktadır.Kemoterapi denilen yöntem damar yoluyla uygulanan bir tedavi yöntemi olup kanserli hücreleri yok etmeyi amaçlamaktadır.

Gebelik planı bulunuyorsa yapılanlar

Bu durumda mutlaka tedavi edecek olan doktor bilgilendirilmelidir.Yumurtalık kanser tedavileri sonrası genellikle gebelik ihtimali olmamakla birlikte özel bazı durumlarda bu göz önüne alınarak gebe kalma şansı verilebilmektedir.

Tedavi sonrası süreç
Kanserin tekrar oluşabilme riski nedeniyle sık aralıklarla takip önerilmektedir.Kan testleri, jinekolojik muayene ve görüntüleme yöntemleri bu amaçla kullanılmaktadır.Ayrıca bahsedilen şikayetlerle ilgili sürekli uyanık olunmalı ve herhangi bir şüphede başvurulmalıdır.

Kanser tekrar ettiğinde ne yapılmalıdır?
Bu durumda cerrahi veya kemoterapi planlanmaktadır. Hedefe yönelik tedavi denilen kanser hücrelerinin büyümesini önleyici tedavi yöntemleri de uygulanmaktadır."
Son olarak yumurtalık kanserlerinin önlenmesi için tavsiyelerde bulunan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç Dr. Ahmet Cantuğ Çalışkan ailede yumurtalık, meme, kolon veya rahim kanseri öyküsü mevcut ise kişilerin mutlaka doktorlarına bilgi vermesi gerektiğini böylece erken tanı yöntemleri zamanında uygulanıp tedavi sürecinin de erken dönemde başlayabileceğini vurguladı.
Haberler