CHP’nin referandum performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok iyi bir çalışma modeli hayata geçirdiğimizi düşünüyorum. Biz siyaseti hep birbirimize yapıyorduk, hiç sokağa çıkmadık. Ben, CHP’nin sokakta halkın içinde olmasını uzun yıllar savunan bir kişi olarak Başkan Sinan Özkar ile birlikte göreve gelir gelmez kendimizi sokağa attık. Köy köy, kasaba kasaba gezmeye başladık. Şimdi CHP, parti binasına sıkışan görüntüsünden çok uzakta. Referandumda da bu performansı arttırarak sürdürüyoruz. İlçelere 5'inci ve 6’ıncı turları gerçekleştiriyoruz. Gitmediğimiz köy ve kasaba kalmadı neredeyse. Bu yüzden iyi bir süreç geçiriyoruz diyebilirim.
CHP’nin referandumda kırsal kesime verdiği önem “kent merkezi çantada keklik mi?” sorularını beraberinde getirdi. Bu konuda görüşünüz nedir?
Kent merkez elbette çantada keklik değil. Ama biz referandum kararından çok daha önce Eskişehir mahallerini dolaşmaya başlamıştık. Bana göre referandum kampanyası gayet başarılı geçiyor. Hem Eskişehir, hem Türkiye geneli bir başarı söz konusu. Eskişehir’de Emek, Çamlıca ve daha pek çok mahalle olsun ev ev dolaştık ve bu ev ziyaretleri hala devam ediyor. En büyük amacımız erişebildiğimiz kadar vatandaşa ulaşmak. Mesala referandum çalışmalarında Alpu’da bir köye gittik ve bir kahveye girdik. Biz kahveye girer girmez, kahvedekiler dışarı çıktı. Meğersem AK Partililerin oturduğu bir kahveye girmişiz. Ancak biz o kahvede beklemeyi sürdürdük. Daha sonra kahveden çıkanlar içeri gelerek akıllarındaki soruları sordular. Onlara bunun bir seçim olmadığını, Cumhurbaşkanına verilecek olan yetkilerin bir güç zehirlenmesine neden olacağını anlattık. Onları anlamaya çalıştık. O kahvede bizden kaçan insanların bazı konulara ikna olduğunu görmek bile hayır kampanyasının doğru bir şekilde ilerlediğini gösteriyor.
Muharrem İnce’yi de ilçelere götürmek istediniz ama olmadı. Ve o mitingden sonra çok fazla tartışma çıktı. İnce mitingini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hayır adına yapılan her etkinliğin bir anlamı var. Hem de değerli bir anlamı söz konusu. Bu yüzden bizim ifade etmeye çalıştığımız konu başka. Bizden önceki dönemlerde görev alan arkadaşlar yanlış anlamasın ama biz kırsal kesimde yok olmuşuz. Şuanda Yılmaz Hoca’nın Büyükşehir Belediye Meclisindeki yapılanmadan sık sık şikâyet etmesi de bizim kırsaldaki tükenmişliğimizin göstergesidir. Bu nedenle biz Muharrem Bey'e “kırsalda çok seviliyorsunuz. Bu yüzden iki, üç ilçede miting yaparak kırsal kesime hitap edelim” dedik. Bunun çok daha yararlı olacağına inanıyorduk. Buradan kalkarak Tepebaşı’nda yapılan mitingin yarasız olduğu anlamı çıkarılmasın. Alpu, Çifteler ve Mahmudiye ilçelerinde yapılacak miting kırsal da bizi yeniden motive edecek önemli bir işlev görebilirdi.
Bir diğer önemli miting Sivrihisar mitingiydi. Ancak bu mitingde çok tartışıldı…
Bizim kırsal kesime ağırlık verme yönündeki düşüncemizi il başkanımız, genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na iletti ve Sivrihisar’da bir miting yaptık. Bu miting bizim açımızdan çok faydalı oldu. Sivrihisar’da müşahitlik eğitimi veriyorum. Oraya gittiğim zaman hala mitingin yankılarını duyabiliyoruz. Bu yüzden verimli bir miting olduğu görüşündeyim. CHP’nin kırsal kesimde yeniden bir kıvılcım çakmasının fotoğrafıdır Sivrihisar mitingi. Bu mitingi düzenlerken parti olarak Eskişehir’den mitinge gitmek isteyenler için bir organizasyon yaptık. O süreçte bazı ilçe yönetimleri “pankart yaptıralım mı?” diye sordular. Bizde alanın küçüklüğünü göz önünde bulundurarak pankartların gereksiz olacağını belirttik. Zannediyorum miting alanında bir Beylikova ve çok fazla sayıda Tepebaşı ilçelerinin pankartları vardı. Tepebaşı öyle uygun görmüş. Fayda sağladı mı bu pankart olayı derseniz. Basında ve kamuoyunda partiyi de içine çeken tartışmalara yol açtığını gördük.
Evet kanadını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet kanadının yapmış olduğu devasa kampanyadan aklımda kalan tek slogan “Ey Kılıçdaroğlu.” Maalesef anayasa değişikliğini anlatamıyorlar. Sabahtan akşama kadar tüm kanallarda, tüm bilbordlarda evet gözümüzün içine kadar giriyor ama neden ve nasılları henüz cevap bulmuş değil vatandaş penceresinde. Ayrıca evetin bu denli göze sokulması da vatandaşın haz ettiği bir durum değil. Sırf bu yüzden bile 'hayır' diyecek çok sayıda vatandaş olacağını düşünüyorum. Ayrıca devlet büyüklerinin anayasayı açıklamak yerine kullandıkları ayrıştırıcı dil kampanyayı bir kenara bırakalım ülke bütünlüğüne ciddi darbe vuruyor.
İş adamısınız. Ekonomi sizce nasıl?
Maalesef üretenler, çiftçiler, işçiler ciddi anlamda kayıp yaşadı ve yaşıyor. Hükümet zaman zaman yaptıkları sosyal yardımlarla övünüyor. Oysaki vatandaşları yardıma muhtaç etmek bir hükümet politikası olarak görülmemeli. Halkın tüm bunları görüp hayır diyeceğini düşünüyorum. İnsanlar fakirleşiyor. Sanayi ve ticaret erbabı yatırım yapmaktan korkuyor. İşçilerin maaşlarını ödemekte zorlanan iş dünyasının, yatırım yapmasını beklemek zaten mantık dışı bir durum. Ülke insanı çok yoruldu. Toplum AK Parti’ye her istediğini verdi. Fakat AK Parti topluma buna karşılık ne verdi dediğiniz zaman koskocaman bir hiç cevabı karşınıza çıkıyor. İnsanlar gerçekten mutsuz. 15 yıl boyunca yapılan yollar, köprüler karın doyurmuyor. Aksine bunlar yapılırken yapılan anlaşmalar neticesinde vatandaşın cebine oldukça olumsuz yansıyor. CHP işte bu noktada bunları vatandaşa anlatmak için daha fazla sokağa çıkıyor, daha çok vatandaşa dokunuyor.
Oy güvenliği konusunda bir endişe var mı vatandaşta?
CHP ülke geneli 300 bin, Eskişehir’de ise 2 bin civarında sandık görevlisi ile çok ciddi şekilde sandık güvenliğini sağlamayı amaçlıyor. CHP’nin kurumsal olarak gövdesini ortaya koyması yetmez. Her vatandaş oyuna sahip çıkmalı. Bu noktada elbette bazı vatandaşlardan endişeli oldukları yönünde izlenimler alıyoruz. Keşke Türkiye gibi demokrasi için ciddi bedeller ödemiş bir ülkede tek bir vatandaşımızda bile böyle endişeler olmasaydı.
CHP içinde yaşanan gerilim ne aşamada? Herkesin ortak kanısı şu ki; referandum sonrası çadır karışacak.
Elbette referandum sonrası bir kongre süreci yaşanacak. Parti içinde ayrı düşünenler olabilir, bunların olması da gayet doğaldır. Fakat ben CHP’nin delege yapısına çok güvenirim. Bu şunun, bu bunun adamı gibi sözler CHP delegesini kapsayacak büyüklükte sözler değil. Vicdan, akıl ve CHP’nin birikimi bu süreci geçmeye yetecektir. 'Ben CHP’liyim' diyenlerin partisine zarar verecek adımlar atmayacağına sonsuz bir inancım var. Genel Başkanımız Eskişehir’i “çöldeki vaha” diye tanımlar. Bu büyüyü bozmamak adına herkes gerekli olan çabayı ve fedakârlığı gösterecektir. Yeter ki referandumdan hayır çıksın. Parti içi meseleler bir şekilde çözülür. CHP bu süreci atlatabilecek bir birikime sahiptir...
SORUNLAR BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLÜR
SORUNLAR BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLÜR
Es Gündem 26 EditörCHP İl Başkan Yardımcısı Recep Taşel ile hem referandum sürecini, hem de parti içinde yaşanan son gelişmeleri konuştuk.