AKAR DERESİ…

Gürol Yer'in, 'Bir Mahalle, Bir Muhtar, Bir Esnaf' adlı yazı dizisinin bu haftaki durağı Akarbaşı Mahallesi oldu. Yer, mahalle ile ilgili gözlemlerini Esgündem26 okuyucuları ile paylaştı...


Kartpostallarda görüyorsunuz, Hamamyolu etrafında olan söğütlerin olduğu evlerin önünden kıvrılarak giden Akar deremiz vardı bir zamanlar.
İşte bu Akar deresinin sanırım yükselti noktası olduğu ve Devlet Hastanesine giden tarafından ayrımı için olan hem bir savak hem de tarihi çok eskilerden olan Meşhur Akar değirmeni olduğu yer için Akarbaşı denilmiş.
Akarbaşı Mahallesindeyiz…
İşte öncesinde şimdiki Atatürk Caddesi ile Odunpazarı’nın bir kısmı ve hemen eski Muammer Aksoy ondan eski Hasan Polatkan ondanda eski Irmak Sokak şimdilerde adına yakışır Atatürk Bulvarı olan şehrimizin en ana arteri etrafındaki yapılaşmaların oluşturduğu yerdeyiz Akarbaşı Mahallemizdeyiz.
24 saat acı acı çalan sirenler
Devlet Hastanesi ile ESOGÜ Tıp Fakültesi ara noktasında olduğundan ve her duyduğumuzda irkilip, içindekilere sıhhat dilediğimiz ambulansların acı sirenini 24 saatin her anında net duyduğumuz bir nokta burası.
Beton bloklar arasında tabiat özlemimizi gideriyoruz
Atatürk Bulvarına akşam vakti girince yeni bir şeyi keşfettim. Güneşin batışı çok güzel bir görüntü ortaya çıkarıyor, binaların arasından aldığı şekiller güzellik yaratıyor, tabiat özlemimizi beton bloklar arasında bile hissedebildiğimiz bir yer Akarbaşı diye kendi kendimize moral veriyoruz. Mahallenin genelinde kat artırımından dolayı apartman yükseklileri daha da artıyor bu da arka sokaklar da güneşe hasreti artırıyor.

Eskişehir’i zerresinde yaşamış bir ak saçlı
Bulvarı boydan boya geçerek hiç yabancı olmadığımız, kapısının nereden açıldığını bildiğimiz ve içeride bir çift sımsıcak yüreğin beklediği mahalle muhtarlığına varıyoruz.
Ali Selçuk Yüceland muhtarımız emekli bir demiryolcu yani Eskişehir’i zerresinde yaşamış, yaşayan, hisseden bir aksaçlı.
Akarbaşı’nın üç dönemlik muhtarı
28 yıldır mahallede ikamet ediyor ve 3 dönemdir hakkını vererek muhtarlık görevini icra ediyor. Muhtarımız ile sağ olsun ta ilk görev gününden beri tanışmaktayız, samimiyetini, enerjisini, sevgi ve insana saygısını zerre eksiltmeyen aksine her gün geçtiğinde bundan sonrasında ‘daha neler yaparım, nasıl faydalı olabilirim’ diyen işinden emekli olmuş ama hayata yeni başlamışlık duygusunda olan bir insan.

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır

Tabi ‘her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’’ ilkesi aklıma geliyor birden bire.
Vildan Yüceland hanımefendi sevgili muhtarımızın eşi, hayat ortağı bende diyorum ki gerçekten Eskişehir’deki örnek çiftlerden belki de en önde gelenlerden bir çift.
 Rabbim ayırmasın günün her anında beraberler muhtarlıkta işleri beraber hallediyorlar, çarşıda sokakta beraberler ve mesai sonrasında Odunpazarı’nın keyif ikliminde çaylarını yudumlarken beraberler. İşte Vildan Hanımefendinin varlığı Ali Selçuk Muhtarın başarılarında arkasında değil, hep ve daima yanında oluyor.

77 sokak,3 bulvar,1400 bina
Muhtarımızdan mahalle hakkında teknik ve fiziki bilgileri alıyoruz. Akarbaşı Mahallemiz 19 bin 99 nüfusu, 14 bin 563 seçmeni olan, 77 sokağı, 3 bulvarı, 1400 binası, 9104 bağımsız bölümlü bir yapıya sahip. Bu noktada bir detay aktarayım Odunpazarı bölgesinde şuan bir bölümü yıkım çalışması yapılan 13 sokağı da mevcut, yani muhtar boşuna Odunpazarı’ndan ayrılamıyor.
Çarşamba günleri bayram yeri
Çarşamba günleri mahalle tam anlamıyla bayram yeri oluyor. Meşhur Çarşamba pazarı Çarpa Akarbaşı mahallesinde kuruluyor ve o gün mahalle nüfusu katlanıyor. Şehir dışından bile insanların bu pazara geldiği bir rivayet durumunda. Mahalle sentez bir nüfus yapısına sahip durumda üst gelir grubundan insanlarda var, orta direkte var alt gelir grubu da var.
Böyle olunca hayatın tüm renklerinin olduğu mahalle insanını en iyi tanıyan muhtarımız ve sevgili eşleri hafızaları ile beraber mahallenin vicdanı olmuş durumdalar.
Özel günler bu mahallede unutulmuyor
Muhtarımızın en takdir özelliklerinden biride hiçbir gün ve bayramı atlamadan çeşitli noktalara astığı pankartlar ile kutlama alışkanlığı, oldukça memnuniyet uyandıran bu hareket insanları mutlu ediyor. Muhtarımız ile sohbet ederken 2009 yılında kendisine takdim ettiğim Ulu Önder Atatürk’ün Eskişehirimize gelişinde Eskişehirliler için söylediği sözü içeren tabloyu en güzel köşede muhafaza ettiğini görünce tabiki o güzel duyguyu yaşadım.

Beton muhtarlık binası sevgi evine dönüşmüş
Güler yüzü, samimiyeti ve sempatileri ile beton muhtarlık binasını sevgi evi yapan ve herkesin çok rahatlıkla girip merhaba diyebileceği Yüceland örnek ailesinin yanından Odunpazarı çayı içme sözüyle ayrıldıktan sonra mahalle sokak ve caddelerini dolaşmaya devam ettim.
Apartman bloklar çocuk sesleri ile çınlıyor
Ara sokaklarda parklar, çocuk spor alanları mevcut ve çocuk sesleri apartman aralarında çınlıyor. Hayatın hoyratlığında, sıkıntıların mevcudiyetinde çocuk sesi daima umudun temsilidir diye düşünürüm ve apartman blokların arasında oyun oynayan neşeli çocukları görmek bir şiir tadında oluyor.
Süpermarketler içinde Köy Şarküteri
Yazımızın esnaf ile ilgili bölümünü düşünürken aklıma birden Atatürk Bulvarı’ndan araçla her geçişimde müze ışıklarında durduğumda daima gözüme çarpan Köy Şarküteri tabelası merak olarak hep aklımda kalan bir görüntüydü. Sağ tarafında 150 metre ileride iki zincir market, sol tarafta devasa bir süpermarket.

Devlerin arasında bu ufacık dükkan nedir?
İşte bu devlerin arasında bu ufacık dükkan nedir, ne iştir diye merak etmişliğimin duygusuyla selam vererek girdim Hakan Çelikmen’in işyerine. “Ya arkadaş” diyerek söze başlayarak meramımı anlattım, sonrasında gel hele dışarıda hem çayımızı içelim, hem anlatayım demesiyle hayretle, keyifle bir sohbet gerçekleştirdik.
Yılların verdiği tecrübe
Hakan Çelikmen uzun yıllar şehrimizde gıda sektöründe firmalarda yöneticilik yapmış, koşturmuş ve mücadele etmiş. Sonra bir gün “yeter artık” demiş ve mütevazi duygusuyla kendi işini kurmak, mahalle sakini olması sebebiyle mahallesinde bir şeyler yapmak istemiş.
Tabi konuya yöneticilik tecrübesiyle, strateji gözüyle bakmış. Yer ararken, halkın hareket saatlerini ölçerken arabasının içinde uyuyakaldığı günler olduğunu söylüyor Hakan Bey.
En nihayetinde 3 metreye 3 metre genişliğinde olan mevcut yeri kiralıyor ve 1 Temmuz 2016 tarihinde tabelasını asıp, rafları doldurup işe başlıyor.
Samimiyet, inanç ve sevecenlik
Tabi ne kadar eski yöneticide olsa kestiremediği bir şey oluyor 15 Temmuz darbe girişimi. O günlerin karamsar duygusunu, acabalarını tez zamanda atıp işine bakıyor ve bugün etrafındaki devasa, küresel yapılara rağmen samimiyeti, inancı ve sevecenliği ile işine devam ediyor.
“Tek atımlık bir barutum vardı ve kullandım” diyor “şuan mutluyum, huzurluyum ve 2026 yılında dolacak emeklilik günlerimi kendime hedef koydum kahveye gidip şöyle rahatça oyun oynamanın hayalindeyim” diye özellikle ekliyor.
Köy ürünleri Eskişehirliler ile buluşuyor
Köy Şarküteri gerçekten çok hassas bir noktada apartman yaşayanlarının terlik ile gelip alışveriş yapabildikleri bir durumda, yanında Hakan Bey’in duygusal ve profesyonel esnaflığı olunca sıcak bir kapı olarak duruyor. Sabah ve akşam sütü Keskin Köyümüzden geliyor. Yani Eskişehirliye, Eskişehir’in sütü oldukça temiz bir ortamda sunuluyor.  Diğer illere ait köy ürünleri iddialı şekilde talep edenler için mevcut bulunuyor. “Hayırlı işler” diyoruz Hakan Çelikmene ve hayat mücadelesinde başarılar diliyoruz, Dileriz o emeklilik günleri nasip olur kendine.
Değirmen apartman oldu, dere üstü kapandı
Eskiden 61 Evler derlerdi şimdiki Akarbaşı’nın ilerilerine, Artvin mahallesiydi oralar, lahana, pırasa, mısır tarlasıydı sitelerin olduğu yerler. Lise yıllarında maçlarımızı yaptığımız kavaklıklar şimdi çok sıfırlı rakamlar ile satılan siteler, daireler oldu.
Hayat devam ediyor Akarbaşı’nda, değirmen apartman oldu, dere üstü kapandı, lahana pırasa tarlaları siteler ile doldu, Irmak sokak bulvar oldu.
Olacak ve olsun ne yapalım Ali Selçuk, Vildan Yüceland var olsun, Hakan Çelikmen sağ olsun.
Sevgi yaşasın, mutluluk daim olsun.
Eskişehirli kalın, duygunuz ve umudunuz bu şehirde olsun.
 
 
 
 
 
 
 
Haberler