VERGİ ADALETSİZLİĞİ

Erdal Akyazı yazdı...

Erdal Akyazı'nın "VERGİ ADALETSİZLİĞİ" başlıklı yazısı:
 
Yıllar yılı ülkemizde vergi meselesi çokça tartışılmış, üzerine çokça yazılar yazılmış ama bir türlü vergi adaleti denilen mevhum gerçekleştirilemediğinden hala da tartışılması gereken yönleri bir ihtiyaç olarak gözükmektedir.
Her modern devletin kamu ihtiyaçlarının karşılanması için oluşturulan bir vergilendirme sistemi vardır. Vergilendirme de temel esas ise “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak” şeklinde özetlenebilir. Hatta düşük gelirli gurupların gelirlerinin vergilendirilmemesi ideal olarak öne sürülür. Gelir gurupları esnaflar, ücretli çalışanlar ve büyük sermaye gurupları (kurumlar) olarak bir genellemeye tabii tutulur. Vergi çeşitleri bakımından da doğrudan vergiler ve dolaylı vergiler olarak genellenebilir. Vergiyi esnaf ve kurumlar beyan usulüne göre ücretli çalışanlar ise bordrolarından kesinti yapılarak öderler (bu her ülke için geçerli değildir).
Peki bizde durum nedir bir bakalım. Hemen belirtelim ki Türkiye OECD ülkeleri içerisinde kayıt dışı ekonomide birinci sırada. Yani beyan usulüne göre vergi ödemesi gerekenlerin vergi kaçırması gibi açık bir durum var. Türkiye vergi yükü bakımından OECD içerisinde en düşük altıncı ülke. Yani ülkenin bütün üretim araçlarını elinde bulunduran, bütün ekonomik imkanlarını kullanan yerli ve yabancı sermaye için vergi cenneti.
Türkiye ücretlerin vergilendirilmesi bakımdan 34 OECD üyesi ülke içerisinde 17. sırada yer alıyor. Yani Türkiye’de ücretli çalışanlar ve ücret geliri elde edenler diğer OECD üyesi ülkelerdeki çalışanlara göre çok daha yüksek vergi ve sosyal güvenlik primi ödüyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye'de açlık sınırı yaklaşık 1.427 TL. Yoksulluk sınırı ise 3.500 TL. Yani devletin kurumunun verilerine göre asgari ücret açlık sınırının çok altında. 2015 yılında getirilen damga vergisi de işin cabası. Özetle asgari ücretlinin hayal bile edemediği, farkında bile olmadan gerçekleşti. Net asgari ücretten ekstra vergi alma dönemi 2014'te sessizce devreye girdi ve 2015 için üç kat arttırıldı.
Yapılan haksızlıklardan biri de primini düzenli ödemeyle ilgili çifte standart. Primi düzenli ödeyen işverenin ödeyeceği sigorta priminin yüzde 5'i devlet tarafından karşılanıyor. Bu uygulama Hükümet tarafından, işverene primlerini düzenli ödemesi için getirilen bir yenilik olarak söylendi. Ancak primleri her ay düzenli kesilen işçilere böyle bir imkân verilmedi.
Üstelik primleri her ay düzenli kesilen işçiler 2014 yılından bu yana zengin vergisi ödemeye başladılar. Zengin vergisi ödeyen işçileri, hükümet vergisini düzenli ödeyen zenginler için getirdiği yüzde 5 vergi indiriminden de yararlandırmayarak işçilere bakış açısını ortaya koymuş oldu.
Bu bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değildir. Bir hükümetin toplumun bütün ekonomik ve sosyal katmanlarına eşit davranmasını beklemek işçilerin en doğal hakkıdır. Bu yapılan ayrımcılığı ne kalkınma ne de adaletle izah etmek mümkün değildir. Bu yol tutulacak bir yolda değildir. İktidar bu yanlış yoldan dönmeli vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmamalıdır.
 
 
 
 
Haberler