Esgündem26’ya hayatım boyunca unutamayacağım bir röportaj ile başladım. Karşımda tüm ülkenin saygı duyduğu bir bilim insanı. Gözleri hala ferfecir ama ruhunda hafiften bir gün batımı. Sorularıma yanıt verirken “ben bunları hak etmedim” muzdaripliğinden ufak bir kırıntı yok.” Dik durdum” diye övünen yeni yetme bir kabadayı tavrı da takınmıyor üstelik. Bunların yaşanması doğal gibisinden bir duruşu var. “Ülkede keşke bunlar yaşanmasa” çığlıkları saç ucundan, ayak tırnağına kadar fethe kalkmış olsa da, bu çığlığı sadık kaldığı bilimin süzgecinden geçirmeden iletmiyor bana.
Yeni tanımıyorum üstelik, üniversitede misafir öğrenci olarak derslerine girmişliğim vardı. Neden mi misafir? Çünkü ilk önce onun öğrenci kontenjanı dolardı. Ve ben hep geç kalırdım. Daha önce defalarca dersini dinlediğim bu bilim insanı röportajda beni bir kez daha can kulağı ile kendisini dinlemeye sevk edebilecek kadar derya deniz. Bu denizde boğulmakta var elbet. Ama o sizin nereye kadar açılabileceğinizin farkında, en nihayetinde insan beyninin derinliklerine sızabiliyor, ruhunu okuyabiliyor.
O anlattıkça öğrencilerin neler kaybettiğini düşünüyorum. Ülkemde bilimin bu kadar dışlanmasına hayıflanıyorum. O yaşananların doğal olduğunun farkındalığı ile soğukkanlı bir şekilde anlatırken, benim içim içimi kemiriyor. Cem Kaptanoğlu’nun en karanlığı bile aydınlatacak ışığından, hem bilimin, hem üniversitelerin mahrum kalmasından dolayı içimi bir ifrit kaplıyor. Anlatıkça anlıyorum. Üniversite, Cem Kaptanoğlu ve onun gibilerdir. Ama hiçbir sınav sizi bu insanlara ulaştırmıyor. Büyük beton binaların içine hapsolup, bir sonra ki sınav için ezbere kırbaç atarken, hayata güzel şeyler sunmanın eğitimi bir bir uzaklaşıyor, uzaklaştırılıyor. “Keşke” diyorum, keşke karşımda oturan Cem Kaptanoğlu, en azılısından bir terörist olsaydı da “oh olmuş diyip” geçseydim, geçebilseydim. Ama olmuyor. Kaptanoğlu’nun tuttuğu ışık vicdanda kara bir nokta bırakmıyor. Bu garabete kim son verir, ne zaman son verir bilmiyorum ama bir umut, Eskişehir’in değiştirme gücü elinde olan en yetkin kişisi kimse ona sesleniyorum. Kıymayın efendim, kıymayın! Üniversitelerimize…
ÜNİVERSİTELERE KIYMAYIN EFENDİLER!
ÜNİVERSİTELERE KIYMAYIN EFENDİLER!
Es Gündem 26 Editör“Keşke” diyorum, keşke karşımda oturan Cem Kaptanoğlu, en azılısından bir terörist olsaydı da “oh olmuş diyip” geçseydim, geçebilseydim