Özkan Alp, CHP içindeki Kazım Kurt muhalefeti içinden elini çekmiyor. Çünkü, Kazım Kurt’a yönelik CHP içinde ciddi bir muhalefet olduğunu biliyor.
Pek çok denge ile birlikte Kazım Kurt’a karşı olan bu muhalefetin de seçim sonuçlarına doğrudan ya da dolaylı olarak etki edebileceğinin farkında.
Özkan Alp bu konuda haklı mı?
DSP gibi zayıf bir partiden aday olan Garip Yıldırım’ın, Kazım Kurt cephesinde yarattığı rahatsızlık göz önüne alındığında bir haklılık payı var gibi…
Geçen seçimlerde Millet İttifakını bütünleşmekte zorlanan Kurt, bu kez CHP’nin kendisine muhalif duran kanadıyla bütünleşmeyi başarabilecek mi?
Bu birleşme ve bütünleşme yerel seçim başarısı için önemli olabilir. Ancak, Kazım Kurt kazandığını düşündüğü bir denklemde parti içindeki muhalefete pek fazla dönüp bakacağını düşünmüyorum. Hatta, kendisine yönelik cephenin genişlemesini bile arzu eder. Böylece zaferini daha da parlatabilir.
Ayrıca, Kazım Kurt herkesle birlikte kazanma yerine genellikle herkese ve her şeye rağmen kazanma hırsı ile hareket eden bir siyasetçi.
Çünkü, Kurt için yerel seçimlerden gelecek bir galibiyet kadar, o galibiyetin nasıl kazanıldığı da önemli.
En azından gördüğüm kadarıyla Kurt, yerel seçimlerden sonraki siyasi yolculuğunu düşünerek herkese rağmen alınan bir galibiyet ile kendisini daha konforlu bir kompartımanda yatmaya meyilli. Belki de Eskişehir’deki tek söz sahibi olmaya…
Fakat tek başına kazanılmaya bu denli teşne olmanın yalnızlıklarla dolu bir mağlubiyet ile de sonuçlanması pek de sürpriz sayılmaz.
Fakat Kazım Kurt’un bana kalırsa daha ciddi bir rakibi var.
O da geçmiş dönem de oluşturduğu hafıza.
Unutmak bir hastalık olmakla beraber unutulmuşlukların üzerine kazanılan bir zaferin şehre pek bir faydası olacağını düşünmüyorum.
Aksine pek çok hata, yanlış, galibiyetten çıkacak şımarıklarla tekrarlanabilir. Unutmak bir hastalık ise hatırlatmak bir tedavi yöntemidir. O halde hatırlatmak gerekiyor.