Seçim öncesi Hatipoğlu’nun böyle bir gündem maddesi olmayacağını bilecek kadar aklım başında.
Peki ya sonrası…!
Eskişehirlilikleri tartışılsa bile AK Partilikleri tartışılmayan iki güçlü figür olan Fatih Dönmez ve Ayşen Gürcan göz önüne alındığında Hatipoğlu, kazanması halinde rahatsızlık uyandıracak bir aktör.
Belediye seçimlerini kazanmaması halinde ise kendisinin rahatsızlık duyacağı bir pozisyonda yer alma olasılığı oldukça güçlü.
Öte yandan, Hatipoğlu bilindik anlamda bir AK Partili değil.
Yaşam tarzı tanıdığım pek çok AK partili ile uzaktan yakından uyuşmuyor.
AK Partililerin Hatipoğlu’nu bu denli sahiplerinin en önemli nedeni onun orijinal bir AK partili olmasından daha çok, onunla zafer elde edeceklerine duydukları inanç.
Dolayısıyla ideolojik bir davadan daha ziyade seçime odaklanma söz konusu. Bir yol arkadaşlığından daha ziyade, bir varış ortaklığı...
Üstelik hatırlatmakta fayda var.
Hatipoğlu kendisini milliyetçi olarak tanımlayan İYİ Parti saflarında siyasete girmiş bir kişi.
Ve yine hafızam beni yanıltmıyorsa en ateşli konuşmasını MHP ziyaretinde gerçekleştirdi.
Yabancısı olduğu AK Parti’de bulamadığı rahatlığı, ev sahibi olarak ziyarete gittiği MHP ve MHP’lilerin karşısında yakaladığı izlenimi edindim.
Bu Hatipoğlu’na çok ciddi bir avantaj sağlıyor.
Gücü, yetkiyi ve iktidarı kullanan AK Parti’nin temelde zorlandığı ideolojik hattı MHP örüyor.
AK Parti’nin son dönemde özellikle ekonomik olarak vatandaşı memnun edememesi karşısında kaçan seçmenlerin neredeyse tamamı MHP’nin ördüğü hattı aşmakta bir hayli zorlanıyor.
Dolayısıyla Cumhur ittifakı oy kaybına uğramıyor.
Üstelik Hatipoğlu’nun en ateşli destekçileri MHP’li simalardan oluşuyor.
Tüm bunlar göz önüne alındığında Hatipoğlu’nun MHP’ye geçmemesi için hiçbir nedeni yok.
Geçmesi için neden bulduğu zaman rahatlıkla MHP saflarına katılır.