Anadolu Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Resul A.'nın intiharı Eskişehir kadar ülkeyi de yasa boğdu. Gencin ölümü sonrasında ilk iddialar Resul’un borçlarından dolayı intihar ettiği yönündeydi. Ancak, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı intiharın borçla ilgili olmadığını belirten bir açıklama yaptı.
Arkadaşları: Resul maddi zorluk çekiyordu
Başsavcılığının yaptığı açıklamanın aksine Gazete Duvar’dan Şenay Bilik Yıldırım’a konuşan Resul’un arkadaşları ise Resul’un maddi sorunlar nedeniyle çalıştığını, bu nedenle derslere katılamadığını belirtiyorlar. Bazı arkadaşları ise Resul’un intihar öncesi arkasında bıraktığı mektupta borçlarını ödeyemediğini yazdığını iddia ettiler.
Üniversite yönetimine tepki
Resul’un kayıp olduğu ve kayıp ilanının bulunmasına rağmen kampüs giriş çıkışlarında güvenliğin dikkat etmemesinin korkunç olayın yaşanmasına rol oynadığını belirten bazı öğrenciler, ayrıca olayın yaşandığı yerin güvenlik birimine çok yakın olduğu tespitinde bulundular.
Öğrencilerden tepki: Faturayı biz ödemek istemiyoruz
Anadolu Üniversitesi Dayanışma Ağı'nın çağrısıyla kampüs içindeki merkez yemekhane önünde toplanan yüzlerce öğrenci, Resul’un yaşamına son verdiği yemekhane önüne yürüdü. Sloganlar eşliğinde yürüyen öğrenciler yaşanan ekonımik krizin faturasını ödemek istemediklerini belirtirken grup adına açıklamalarda bulunan Taylan Adıgüzel, "Öfkeliyiz, bize reva görülen bu yaşam şartlarına öfkeliyiz. Bu meselenin üstünü örtmeye çalışanlara karşı öfkeliyiz" dedi.
"Türkiye’deki ekonomik çöküşün faturası biz öğrencilere kesilemez"
Anadolu Üniversitesi öğrencisi Taylan Adıgüzel konuşmasını şu şekilde sürdürdü: Bugün burada, Anadolu Üniversitesi Dayanışma Ağı olarak, aslında yemekhane gündemi üzerinden toplanmayı amaçlamıştık. Basının ve kamuoyunun haberinin olduğu bir eylem planımız vardı. Her geçen gün kötüye giden yemekhane koşullarına karşı ses çıkaracaktık. Gündemimizdeki ani değişikliğin anlaşılabilir olduğunu düşünüyoruz, ama biz bu iki gündemin birbirinden bağımsız olmadığını da biliyoruz. Yemekhanedeki koşullar artık insani standartların dışına çıkmıştı ve biz öğrenciler ise, Türkiye’deki ekonomik çöküşün faturasının biz öğrencilere kesilemeyeceğini söyleyecektik. Dün ne yaşandı peki? Dün, bu ülkedeki herkesin farkında olduğu yönetememe krizinin en ağır faturası kesildi. Dün, eğitim fakültesinden arkadaşımız Resul’ü kaybettik. Çok üzgün, bir taraftan da çok öfkeliyiz. Bugün ise aynı hissiyatı paylaştığımız arkadaşlarımızla bir araya geldik. Öfkeliyiz, çünkü bizler bir öğrencinin hayatta kalabilmek için nelerle boğuştuğunun farkındayız. Okulumuzu devam ettirebilmemiz için çalışmak zorunda kaldığımızın farkındayız. En temel haklarımızdan biri olan barınma hakkımız için bin bir çaba ve zorluk sarfederken, bir de aralarından en ucuzunu, en insan sağlığına ve onuruna uygun olmayanını seçmek zorunda olduğumuzun farkındayız.