CHP Milletvekili Arslan yerel seçimlerle ilgili oldukça net: Tabandaki ittifakın önüne kimse geçemez

Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Çağlar Boyunca Eskişehir Sempozyumunun 2. gününde dinleyiciler arasında yer alan CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan ile yerel seçim ve geçtiğimiz günlerde gerçekleşen il kongresini konuştuk. Arslan, yerel seçime ilişkin olarak kazanacaklarının altını kalın harflerle çizerken, il kongresine ise kim kazandı, kim kaybetti penceresinden bakmanın yanlış olduğunu, sonuçların çok farklı şeyler söylediğini belirtti.

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan ile “Çağlar Boyunca Eskişehir Sempozyumunun” bitimi sonrasında Haller’in arka tarafında bulunan çay bahçesinde çay içiyoruz. Hal hatır sorduktan sonra “birazda yerel siyaset” diyerek Arslan’a bazı sorular yöneltiyorum.

İşte o sorular ve yanıtları

Yerel seçimler yaklaşıyor. Nasıl bir seçim bekliyor Eskişehir’i

Siyaset açısından baktığımız zaman daha çok şeylerin değişebileceğini, lehte yahut aleyhte çok farklı durumların yaşayabileceğini söyleyebiliriz. Ancak şunu şimdiden söyleyebilirim; CHP olarak oldukça iddialıyız. Mevcut belediye başkanlarımızın ortaya koyduğu başarılar CHP açısından ciddi bir avantaj. Bu avantajı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. AKP genel seçim de verdiği vaatlerin pek çoğunda sınıfta kaldı. Ekonomik olarak ülkenin geldiği hali anlatmaya artık kelimeler yetmiyor. Gezdiğim yerlerde,  sohbet ettiğim, kapısını çaldığım herkesimden vatandaş bugün içinde bulunduğu durumdan bir hayli rahatsız. Bugün AKP’ye oy veren vatandaşlarında ciddi hayal kırıklıkları yaşadığı kanaatini taşıyorum. Bu gözle baktığımızda AKP’nin yerel seçimde vatandaşı ikna etmesi oldukça zor görünüyor.

Fakat söz konusu yerel seçim?

Yerel seçim olunca,  o yerin sosyolojik, siyasi, demografik özelliklerine bakmak gerekiyor. Bu gözle Eskişehir’e baktığımız zaman zaten elimizde belirttiğim gibi merkezi hükümetin tüm çabalarına rağmen kaybedilmeyen bir Eskişehir var. Bireysel performanslar veya AKP’nin çıkaracağı adaylarda baktığımızda denenmedik isim kalmadı zannediyorum. Bakanından, milletvekiline güçlü STK başkanlarına karşı kazanmış bir Yılmaz Büyükerşen gerçekliği var. Bu durum partimiz açısından elimizi güçlendiriyor. Ayrıca diğer belediye başkanlarımız için de durum bu şekilde. Öte yandan dediğim gibi genel seçim sonrasında vatandaşa ödetilen ağır faturanın da sandıklar konulduğunda hesaba dahil edileceğini düşünüyorum.

İYİ Parti’nin ittifaktan ayrılması Eskişehir’de dengeleri değiştirmez mi?

Öncelikle yerel seçimde zaten bir ittifaktan söz edemiyoruz. Bir güç birliği, bir alan boşaltmadan falan söz edebiliriz. İYİ parti bu güç birliğini yapmamaktan yana tavır koydu. Ben her partinin bir şekilde kendi amblemi, kendi iddiaları, kendi ideolojik görüşleri ile alana çıkmasını gayet doğal olduğunu savunuyorum. Ancak İYİ Parti’nin genel seçim sonrası takındığı tavır tüm suçu CHP’ye yıkma telaşını doğru bulmuyorum. İYİ Parti kendisini anlatmanın çok daha farklı yollarını bulabilirdi. Yıllarca birlikte yol yürüdüğü parti ve partilere bu denli dışlayıcı bir üslup ile yanaşmaları İYİ Parti’ye ne kazandırır bilmiyorum ama CHP’ye çok fazla şey kaybettireceğini düşünmüyorum.

Yani yerelde ittifak olmaması CHP açısından tehlike arz etmiyor öyle mi?

Yerel seçimlerde herhangi bir parti tüm tabanını herhangi bir isme yöneltmesi oldukça zor. Zaten bu duruma Eskişehir ciddi bir örnek teşkil ediyor. 1999’yılından bu tarafa ittifaklı ya da ittifaksız şekilde girilen tüm yerel seçimlerde Eskişehir halkı Yılmaz Büyükerşen paydasında birleşti. Yani partiler ne karar verirse versin Eskişehir özelinde tabandaki birleşmenin önüne geçemedi. Mesela 2014’te çıkan büyükşehir yasası ile kırsaldaki sağ seçmen büyükşehir belediyesi oylarına dahil edildi. Bunu iktidarın yerel seçimlerde avantajlı olabilmek adına yaptığı bir hamle olarak da bakabiliriz. Ancak bu da işe yaramadı. Bu nedenle değerlendirmeyi yaparken sadece partiler düzeyinde yapmak bazen yetersiz, çoğunlukla anlamsız olabiliyor. Yani öyle Ankara’da oturup bu il benim, bu ilçe senin paylaşımı yerelde kendisine çok fazla karşılık bulmuyor.

O halde Melih Aydın’ın işi zor mu?

İsimler üzerinden bir değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum. Tartışmalara bir katkısı olduğunu da düşünmüyorum. Fakat ortada bir gerçek var. Sadece bu gerçeğin altını çizmek gerektiğini düşünüyorum.

Anladığım kadarıyla CHP için yerel seçimlerde bir sıkıntı görmüyorsunuz

Kesinlikle görmüyorum. İnsanların genel iktidarın hata ve yanlışlarından sıyrılarak sığınacağı kentlere daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle belediye başkanlarımızın daha fazla değerlendiği kanısındayım. Ancak halka ulaşmamız, anlatmamız da çok önemli. Bu nedenle CHP örgütüne büyük görev düşüyor.

Tam bu noktada geçtiğimiz haftalarda yapılan il kongresine gelelim kim kazandı kim kaybetti?

Bu gözle bakmıyorum. Zaten bu gözle bakıldığı zaman CHP delegesinin tavrı doğru anlaşılmaz. Bakın her şeyden önce çarşaf liste ile yapılan bir seçimin demokrasi açısından ciddi kazanımlarının olduğunu gösteren sonuçlar var karşımızda. Figen Hanım kaybetmiş olsa bile kurultay listesinde çok farklı bir durum ile karşı karşıyayız. Öte yandan il yönetimine baktığımızda ciddi anlamda çoğulcu bir yönetim var karşımızda. CHP’de bana kalırsa olması gerektiği şekilde gayet demokratik bir kongre gerçekleşti. CHP kazandı diyebiliriz.  CHP’nin kazandığı bir yerde benim açımdan hiçbir CHP’lin kaybetmesi söz konusu değildir.   Talat Yalaz, genç, dinamik bir başkan. Kendisi çok önemli bir süreçte il başkanlığı görevini devraldı. Bundan sonra yapacaklarının hem kendisi, hem de CHP açısından ciddi önemi var. İl yönetimi bu durumun farkında olduğu zaman kimse için bir kayıptan söz edemeyiz.

Haberler