Dün gece geç saatlerde elinde kahvesi ile sosyal medya da gezenlerin gördüğü üzere Kazım Kurt, CHP İstanbul İl başkanı Özgür Çelik’in zaferini ilk duyuranlardan oldu.
Malumunuz olduğu üzere CHP’de kongre heyecanı yaşanıyor. Dün gece saatlerinde de İstanbul kongresi tamamlandı. Kongreyi kim kazandı: Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği değişimciler grubunun adayı Özgür Çelik.
Kazım Kurt’un bu zaferi kendisi açısından anlamlı görmüş olacak ki retwitlledi.
Sonra üşenmeyerek, Kazım Kurt’un başka illerin kongresi ile ilgili herhangi bir bildirimi olmuş mu diye baktım.
Tahmin edeceğiniz üzere olmamış.
Peki; neden İstanbul kongresinin sonucunu retwittledi.
Büyük ihtimal yüreğini dolduran o büyük, çocuksu sevince engel olamadı.
Peki: Kurt’u sevindiren ne idi?
İstanbul’u alan CHP’yi alır düşüncesi.
Hakkı var mı? Var
İstanbul en fazla kurultay delegesi barındıran il.
Dolayısıyla Kazım Kurt’un göğüs kafesini dolduran sevinçte, İstanbul zaferini dosta düşmana gösterme telaşı da yersiz değil.
Peki; bu sevinç nereden kaynaklı
Bir umudu değişimcilerin kazanması olabilir mİ?
Bana kalırsa kesinlikle.
Biliyorsunuz ki Kazım Kurt değişimcilerin cenahında.
Hatta iddiası; şayet Kılıçdaroğlu değişmez ise Eskişehir’de seçimin zora girecek olmasıydı.
2 dönem yaptığı belediye başkanlık görevine bile hürmet göstermeden, yapmış olduğu bu açıklama
sonrasında değişim kendisi için daha bir zorunlu hale geldi.
Eskişehir yerelinde örgütün tek hakimi olma nişanı da elinden alınınca değişimciler tek umudu oldu.
Ekipcilik biliyorsunuz Kazım Kurt’un işi.
Ekibinden bazı arkadaşlarda zaferi coşkuyla kutladı.
İri iri laflarla sosyal medyayı panayır alanına çevirdiler.
Gece saatler ilerlerken Kurt ve ekip arkadaşları tarafından daha dün ismini duyduğumuz Özgür Çelik, kahraman ilan ediliyordu
Bir dönem Kılıçdaroğlu için ne sarf ediliyorsa, Özgür Çelik ismi için de sarf edildiğini tebessümle okuyordum.
Zannediyorum ki Kazım Kurt ve ekibi İmamoğlu’nun kazanması halinde ki; onlar Özgür Özel diyeceklerdir kendilerini de kazananlar listesine çok kolay bir şekilde yazacaklarını biliyorlar.
Bence haklı oldukları bu görüş bu çocuksu sevinci ve telaşı beraberinde getiriyor.
Ama göremedikleri ve anlamadıkları bu sevindirik ruh halinin dışarıya bir çaresizlik olarak yansıdığıdır.
Siyasette çaresizlik feci bir durumdur. Ama anlaşılabilir. Daha vahim tablo bu çaresizliğin gizlenemeyecek bir boyuta ulaşması, hatta o boyu fersah fersah aşmasıdır. Ki; o zaman çare olamadığınız, çare aradığınız gerçekliğiyle baş başa kalmışsınızdır.