Eskişehir Valilik Meydanı’nda 2023-2024 adli yıl açılış töreni düzenlendi. Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz, törende yaptığı konuşmasında, geçen yıl ki konuşmasından “yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ülkemde tam ve eksiksiz olarak vardır deme mutluğuna sahip değilim” cümlesini anımsatarak, aradan geçen bir yıllık sürede yargı sisteminde değişen bir durumun yaşanmadığını savundu. Yargı bağımsızlığının, adalete olan güvenin daha kötü e onarılmaz hale geldiğini söyleyen Elagöz, “Siyasi iktidarın hegemonyasından bağımsız hareket edemeyen bir yargı sistemi ile karşı karşıyayız. Bu durum vatandaşların hukuk güvenliğine sahip olmaması ve yargıya güvenin yerle yeksan olması sonucunu doğurmaktadır” dedi.
“Her yıl aynı sorunları dile getirmekten dilimizde tüy bitti”
Duruşmalarda yargının geldiği noktayı dehşetle seyrettiğini aktaran Elagöz, “Mevcut siyasi iklim devam ettiği müddetçe Türk yargısının yeniden güçlenmesini beklemek ve umut dolu bir adli yıl açılışı yapmak mümkün görünmemektedir. Her yıl bu kürsülerde aynı sorunları dile getirmekten dilimizde tüy bitti. Ne yazık ki avukatları ve onların meslek örgütü olan baroları yok etme, işlevsiz hale getirme ve savunmayı etkisizleştirme projesi dahilinde sistemli bir şekilde hareket eden bir siyasi anlayışla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı. Elagöz, avukatları ve baroları yakından ilgilendiren avukatlık kanun tasarına dair çalışmaları sosyal medyadan öğrendiklerini belirterek, konunun muhatabı olan baroların görüş ve beklentileri esas Avukatlık Kanununda değişiklik yapılamayacağını vurguladı. Kanun tasarına ilişkin Adalet Bakanının “Akademisyenlerden destek alarak bir hazırlık yaptık” açıklamasına da tepki gösteren Elagöz, şunları söyledi: “Avukatlık mesleğinin sorunlarını bilenler baro başkanları ve avukatlar mı? Yoksa kürsüde teorik eğitim veren, pratikle ve yargının işleyişindeki sorunlarla karşılaşmamış olan akademisyenler midir? Tasarı aşamasında destek aldıklarını söyledikleri akademisyenler kimlerdir ve hayatlarında hiç avukatlık yapmışlar mıdır? Avukatlık mesleğinin sorunlarının neler olduğunu bu kişiler biliyor mu? Destek aldıkları akademisyenler gelsin icra dairesinde bir işlem yaptırabilsin. Ya da oturduğu makamın verdiği rahatlıkla herhangi bir denetime ve yaptırıma tabi tutulmayan “dediğim dedik” diyen bir hakime hukuk anlatsın ve talebini kabul ettirebilsin. Gelişmeler ve içinde bulunduğumuz düzen gerçekten içler acısı bir durumun göstergesidir. Böyle bir anlayışla kanun hazırlanmasını asla kabul etmiyoruz.”
“Sözlerin de kıyafetsiz kaldığı, tuzun koktuğu noktadayız”
“Bu siyasi iklimin oluşturduğu yargı sisteminde yeni adli yılda biz avukatları ve vatandaşları neler bekliyor?” diyen Elagöz, “Hakimlerin yine keyfi uygulamalarına şahit olacağız. Açıkça hukuka aykırı olduğu sabit olan kararlarda dahi “ben böyle karar verdim istinaf edersiniz” söylemlerine çokça şahit olacağız.Karşısında Avukat gördüğü zaman duruşma kürsüsünü can güvenliği olmadığı gerekçesiyle terk eden hakimlerin hala o koltukları işgal ettiklerine şahit olacağız. Yargının üç saç ayağından birisi, savunma makamı olan biz avukatların, karar duruşmalarında henüz son savunmalarını dahi almadan bilgisayar ekranında kararların hazır olduğunu göreceğiz. Henüz mesleki yeterliliğe ve tecrübeye sahip olmayan ve kura ile atanan hakim-savcıların Eskişehir gibi 1. Bölgede yer alan ve dava çeşitliliği fazla olan Mahkemelerde görevlendirilmesi nedeniyle hukuk faciası kararlara şahit olacağız. CMK kapsamındaki zorunlu müdafilik hizmetlerinde devlet tarafından ödenen ücretlerin yetersizliği sonucu avukatın emek ve mesaisinin sömürülmeye devam edildiği yeni bir adli yılı yaşayacağız. Siyasi iktidar tarafından istenmeyen kurumlar olarak ilan edilen baroların ekonomik olarak da çökertilmeye çalışıldığı yeni bir adli yılı hep birlikte yaşayacağız. Ağır ekonomik şartlar altında meslek icra ettiğimiz ve her geçen gün iş alanlarımızın daraltıldığı bir adli yıl yaşayacağız. Mesleğe yeni başlayan avukatlarımızın, ekonomik sebeplerle çalışacağı hukuk bürosu bulamayacağı, kendi bürosunu açan meslektaşlarımızın da geçim sorunlarıyla baş etmek zorunda kalacağı bir adli yıl yaşayacağız. Gereksiz açılan Hukuk Fakültelerinden mezun olan 10 binlerce genç arkadaşımızın sağlıklı ve verimli staj yapabilecek bir hukuk bürosu bulmakta zorlanacağı bir adli yıl yaşayacağız. Keyfiliğin ve denetimsizliğin had safhaya çıktığı, hukukun ve kanunların bir kenara bırakıldığı “ben böyle karar verdim” diyen memuru, hakimi ve savcısıyla ayrı ayrı mücadele edeceğimiz yeni bir adli yıl yaşayacağız. Söylenecek daha çok sözümüz var ancak gelinen aşamada sözlerin de kıyafetsiz kaldığı, amiyane tabirle tuzun koktuğu bir noktadayız” diye konuştu.