Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un sözcü Gazetesi'nden ismail saymaz'a verdiği röportajda söylediği , "Ekrem Bey'in tavrının ne olacağını bilmiyorum. O da kararlı bir biçimde “aday olurum” ya da “olmam” demiyor. Ben onlara daha farklı bir formül söyledim. Madem öyle Kemal Bey çekilsin. Özgür Özel, genel başkan olsun. Ekrem Bey, İstanbul'u kazansın. Ben şunu dedim: 'Eğer İYİ Parti doğru adaylar çıkarırsa hepimiz kaybedebiliriz.' Eskişehir de bile kaybedebiliriz. Bizim başkanlar 'Özel oylarımız var' diyor da ben garanti görmüyorum." sözleri programda masaya yatırıldı.
Kazım Kurt'un çok konuşulan sözleri üzerine Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Barış Yarkadaş'a özel açıklamalarda bulundu.
Yılmaz Büyükerşen'in açıklamalarından satır başları:
"BU LAFLAR SÜRDÜRÜLEBİLİR PROVOKASYONDUR"
Ben orayı kaybederiz burayı kaybederiz tartışmalarına hiçbir şekilde doğruluk payı vermiyorum. Hiçbir şekilde ben bu fikirlere katılmıyorum. Biz Eskişehir'de yüzde 54 ile seçimi aldık. Bu laflar sürdürülebilir provokasyondur. Kemal Bey yüzde 55, Tayyip Bey yüzde 44 aldı. Bu tartışma niye çıkıyor, ben anlamıyorum. Şuan AK Parti'de Eskişehir'de aday bulamıyor. Eskişehirli yerli bir aday arıyorlar. Her gün gelip iş dünyası, STK ile görüşüp aday arayışını sürdürüyorlar.
"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ADAYIM"
Ben aslında önümüzdeki dönemde adaylık düşünmüyordum fakat son bu tartışmalardan sonra yeni dönemde de aday olmaya karar verdim. Sokağa çıktığımızda halktan 'bir dönem daha belediyeyi yönetin' baskısıyla karşı karşıyayım. Bu yüzden önümüzdeki dönemde adayım. Seçmende moralsizliği gözlemliyorum. Bu konuda genel merkezimizin üzerine çok büyük bir görev düşüyor. Genel merkezimiz ortamı derleyip, toparlamalı, mesaj ve moral vermeli. 'Kazanamamayız' tartışmasını da belediye başkanı arkadaşlarımız hiçbir şekilde yapmamalı.
Ben aslında değişim tartışmalarına çok girmek istemiyorum. Bu tartışma o kadar büyümeye başladı ki ben de birkaç şey söylemeden olmaz. Arkadaşlarımız çıkıp iki de bir 'CHP fabrika ayarlarına dönmeli' diyor ama fabrika ayarlarının oluşturulduğu dönemde değiliz. CHP'nin temel ilkelerini savunacağız ama çağı da yakalamak zorundayız. Ona göre de bir politika oluşturmamız lazım. Süslü kelimelerinin arkasına kimse sığınıp değişim tartışmalarına başka bir yön vermeye kalkmasın.
"CHP'Yİ BÖLMEYE ÇALIŞMAK KALLEŞLİKTİR"
Ben aslında siyasi konulara pek girmek istemiyorum ama hem içeriden hem de dışarıdan CHP'ye ağır bir saldırı var. Tek dertleri de CHP'yi bölmek. Eğer CHP bölünürse laikliğe de cumhuriyete de elveda deriz. Eğer biz özgür ve demokratik bir Türkiye kuracaksak bunu birlik içinde, parti bütünlüğü içinde yapmamız lazım. CHP'yi bölmeye çalışmak kalleşliktir.
"SEÇİMİ KAYBETMENİN FATURASI SADECE KEMAL BEY'E ÇIKARILIYOR
Biz CHP'liler birlik, beraberlik içerisinde olmalıyız. Herkes buna göre mutlaka davranmalı. 'Kılıçdaroğlu gitsin' sözü CHP'nin bölünmesine hizmet etmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bu tür söylemler parti içinde klik oluşturmaktan başka bir şeye yaramaz. Biz kaybettiysek hepimiz kaybettik. Bunun faturası sadece Kemal Bey'e çıkarılıyor. Sürekli 'Kemal Bey gitsin' sözü Ömer Seyfettin'in Diyet'ine benzeyecek. Kemal Bey'de Diyet'teki gibi 'ben gidiyorum' derse o zaman CHP başka bir tartışma içerisine girer. Ben kişi olarak Kılıçdaroğlu'nun çizdiği yolu doğru buluyorum. Kurultay yapılmalı, eksiğimiz, gediğimizi görmeliyiz. Şaşırdığım şey şu; Kemal Bey'in dün yetki verdiği, birlikte çalıştığı arkadaşlarını da her gün çıkıp 'değişim' dedikçe şaşkınlıkla izliyorum. Bu arkadaşlar bu tüzükler yapılırken neredeydi? Hepsi bu antidemokratik tüzükleri, uygulamaları desteklediler. Bunu da şaşkınlıkla izliyorum.