Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kahramanmaraş merkezli, 46 binden fazla insanımızın hayatına mal olan yıkıcı depremlerin ardından afet sonrası zor koşullar altında, sorunlarla boğuşan kadınların sesini duyurmak amacıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde anlamlı bir buluşmaya imza attı.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu iş birliğiyle düzenlenen “Afet ve Kadın” başlıklı panel, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı’nda (Opera) CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, bürokratlar, akademisyenler, kadın örgütleri, ulusal-uluslararası kuruluşların temsilcileri ve Eskişehirli kadınların yoğun bir katılımıyla gerçekleştirildi.
Panelin açılış konuşmasında katılımcılara hitap eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, “AB Türkiye Delegasyonu ile depremden hemen sonra bir panel düzenleme fikrine çok uzak olsak da taşıdığımız sorumluluğumuz gereği ‘afet ve kadın’ konusunu tartışmaya açarak, neden afetlerden kadınların daha çok etkilendiği ve bu konuda özel önlemler alınması gerektiğini üzerine basarak hatırlamak ve hatırlatmak istedik. Hem doğa olaylarından hem de insanlardan kaynaklanan ihmaller sonucu meydana gelen afetler, karmaşık afet olarak adlandırılıyor. Deprem gibi bir doğal afet sonrasında, yetkililerin doğalgaz akışını kesememelerinden kaynaklanan yangınlar, su boruları şebekeye bağlanmadığı için yaşanan susuzluk, arama kurtarma çalışmaları zamanında yapılmadığı için yaşanan kayıplar karmaşık afetlerin bir örneğidir. Bizler karmaşık bir afet yaşadık, bu nedenle deprem gibi bir doğa olayına, şiddeti ne olursa olsun, sadece doğal afet olarak bakamıyoruz. Deprem kriz yönetimi yapılamayan, bu kapsamda afetzedelere gereken ilk yardımı götürebilmek adına öncelikli olarak haberleşme ve ulaşım ağları mümkün olan en etkin ve hızlı biçimde sağlayamayan, aynı zamanda daha fazla can kaybına yol açmamak adına hasarlı bina ile tesisleri acilen boşaltmayan ya da tahliye etmeyen, yangın, patlama, salgın gibi ikincil afet önlemleri almayan, gerekli sürede sahra hastaneleri oluşturmayan ve organ hırsızlığı, yağmacılık, insan kaçakçılığı, hırsızlık gibi her türden suça karşı güvenlik tedbirlerini ivedilikle almayan (bizim gibi yönetilen) ülkelerde deprem sadece doğal bir hadise değildir. Tüm bu süreçlerde toplumu paniğe, kaosa, kargaşaya sevk etmesi muhtemel asılsız söylenti veya panik halde yapılan sosyal yardımları koordine edemeyen, buna ek olarak afetzedelerin barınma, giyinme, beslenme, hijyen, ısınma ihtiyaçları karşılanmalı ve çocuklar, hamileler, yaşlılar, engelliler, hastalar için özel bakım hizmetleri sunamayan ülkelerde deprem sadece doğal değil insan elinin de olduğu bir afet, politik bir hadisedir. Afetlerdeki arama kurtarma ve ilk yardım faaliyetlerinde, toplumsal cinsiyet rollerinin bir kenara bırakıldığı ve kadın ile erkeklerin bir dayanışma içinde beraber çalıştığı görülmektedir. Afetlerde kadınlar arama kurtarma faaliyetlerine katılmakta, ilk yardım ekipmanlarının ve ayni yardımların afetzedelere dağıtılmasında görev almaktadırlar; ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yüksek olduğu ülkelerde yardımların ne şekilde ve kimlere dağıtılacağına karar veren komiteler erkeklerden oluştuğundan, kadınlar dağıttıkları bu yardımlardan ne yazık ki yeterince yararlanamamaktadırlar. Bir diğer ifadeyle kadınlar yardımların dağıtımında görev alırken; bu yardımların nasıl dağıtılacağı konusundaki planlama çalışmalarında karar verici, üst düzey yönetici veya lider görevlerini üstlenememektedirler. Bunlara ek olarak kadınların risk yönetimi süreçlerine ve yardımların paylaştırılmasında alınacak karar süreçlerine dahil edilmeleri, afet sonrası can güvenliklerinin sağlanması adına cinsel saldırı, taciz ve insan kaçakçılığının önüne geçilmesine yönelik önlemlerin alınması ve mahremiyet, sağlık ve hijyenle ilgili ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Yaşadığınız zorlukları, toplumsal engellemeleri ortadan kaldıracağımız, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü gerçekten coşkuyla kutlayacağınız günler yakın! Emeğiyle dokunduğu her şeye değer katan Türk Kadını, Cumhuriyetin kurulmasında nasıl başrolde ise Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da başrolde olacaktır. Birilerini rahatsız edebilir belki ama altını çizerek söylüyorum; İstanbul Sözleşmesi yaşatır.” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise yaptığı açılış konuşmasında, “Bugün burada olmaktan dolayı çok mutluyum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarken aklımızda yaşamını kaybedenler ve depremden etkilenen 11 şehir var. Zarar tahmin edilenin çok üzerinde. Geçmiş olsun Türkiye. Binlerce insan canlarını binlerce insan evlerini kaybetti. Bildiğiniz üzere AB ülkeleri de yardım sağlamaya devam ediyor. AB üyesi ülkeler 1750 kişiden fazla arama kurtarma ekibi ve 111 arama kurtarma köpeği ile Türkiye’deydi. Sağlık ekipleri geldi, sahra hastaneleri kuruldu. Medikal yardımlar başta olmak üzere ayni yardımlar sağlandı. Bizler koordinasyon içinde sağlık, suya erişim, barınma ve gıda gibi destekler sağlıyoruz. Tabi daha fazlasını yapmak gerekiyor. Türkiye’ye sağladığımız destek ve dayanışma devam edecek. AB Konseyi adına bir donörler konferansı yapılması çağrısında bulundu. Bu konferansta yardımları koordine etmek ve daha fazla katkıda bulunmak amaçlanıyor. Türkiye’ye elimizden geldiğince desteğimiz sürecek. Büyük afete rağmen kadınların başarılarını göstermek, farkındalık yaratmak adına 8 Mart’ta bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Bu etkinliği kadınlara her zaman destek veren Eskişehir’de birlikte yapıyor olmaktan dolayı çok mutluyum. Eskişehir toplumsal cinsiyete duyarlı planlama ve bütçe projesinin yürütüldüğü 4 pilot ilden bir tanesi. Eskişehir toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması adına başarılı çalışmalar yapan kadın dostu bir şehir. Bu deprem sonrası yapılan müdahalelerde yapılan yardımlarda kadınların karar vermede ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Deprem sonrası hepiniz destek oluyorsunuz. Kadınlar var, çocuklar var. Gösterdiğiniz misafirperverlikten dolayı çok teşekkür ederim. Bugün Eskişehir’de sizlerle birlikte olmaktan dolayı çok teşekkür ediyor, Başkan Yılmaz Büyükerşen’e de çok teşekkür ederim. Kadın Danışma Merkezini ziyaret ettik ve çok başarılı çalışmalar yapıldığını gördük. Tebrik ediyorum.” dedi.
Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler Politikaları Kürsüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Algan da afet bölgesinde kadın olmanın önemine vurgu yaparak, “Afet bölgesinde hamile kadınlar var. Onlar için farklı bir mücadele söz konusu. Zor koşullar altında yaşayan kadınların sorunlarının çözümü için kadınların afet yönetiminde kadın mutlaka yer alması gereklidir.” dedi.
Açılış konuşmaları sonrası Habertürk sunucusu gazeteci Afşin Yurdakul’un moderatörlüğünde oturumlara geçildi.
İlk oturumda Sosyal Hizmet Uzmanı Kadın Koalisyonu üyesi Gül Erdost, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Diyalog Sorumlusu Dr. Ayşe Emel Akalın, Afet Yönetim Uzmanı Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği kurucu üyesi ve yönetim kurulu başkanı Özden Işık görüşlerini paylaştılar.
Gül Erdost konuşmasında toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekerken, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Diyalog Sorumlusu Dr. Ayşe Emel Akalın ise afetin tarım başta olmak üzere istihdama ve özellikle de kadın istihdamına etkisini anlattı. Afet Yönetim Uzmanı Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği kurucu üyesi ve yönetim kurulu başkanı Özden Işık ise kadın kaynağının geliştirilmesine vurgu yaptı.
İkinci oturumda ise Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyesi Jeoloji Mühendisi Merve Edizkan, Eskişehir Tabip Odası Kadın Hastalıkları ve Kadın Sağlığı Komisyonu BaşkanıDr. Neşe Yılmaz, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Psikoloji, Sosyal Psikoloji ve Türk Psikologlar Derneği Üyesi Dr. Selin Tekin “Afet ve Kadın” konusunda çalışmalarını, gözlemlerini ve deneyimlerini katılımcılara aktardılar.
Paneli takip eden vatandaşlar merak ettikleri soruları konuşmacılara yöneltirken, soru cevap bölümünün ardından etkinlik çektirilen fotoğraf ile sona erdi.