Bildiklerimiz ile yaşamımız arasında mükemmel büyüklükteki açının yeryüzünü darmadağın etmesi karşısında her defasında şaşırmak, her defasında bir ders almayı beklemek…
Asıl büyük felaket zannediyorum burada. Biliyoruz ama bir şey yapamıyoruz. Yasaların, jeolojinin çok ötesinde bir yerdeki fay hatları ülkeyi perişan ederken, insanlarımızı öldürürken bir kez daha “fay nedir,” deprem nasıl oluşur?” sorularını yanıtlıyoruz. Bir kez daha sağlam bina nasıl olurun cevaplarını hatim ediyoruz. Aldığımız derslerden ziyade, ortalık biraz durulduktan sonra verilecek derslerle muhatap oluyoruz. Defterlere ne yazılı bilmiyorum, ama kader olarak önümüze sunulan ölümlerden kaçamayacağımız bir gerçek.
Deprem vergilerinin ne olduğunu biliyoruz mesela. Kılımızı kıpırdatmadığımız gibi bu konu ile ilgili itirazları dile getirenleri neredeyse günah keçisi ilan ediyoruz.
80 milyonun sorununu tek bir insanın çözmesini bekliyoruz. Çünkü tek bir insana kaderimizi emanet etmekten zerre imtina etmiyoruz. Sonra da o tek adama kızıyoruz. Bir düşünün 80 milyonun sorununun tamamını sizin çözmeniz istenilseydi yanıtınız ne olurdu. Eli yüzü düzgün bir çözüm üretebilir miydiniz? Nitekim “bu binalar yıkıldı yeni binalar yapacağız”dan öte bir çözüm yok elimizde.
Siyasi iktidar ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor. Bundan zerre şüphe duymuyorum ama ellerinden gelen maalesef bu. Daha fazlasını beklemek saçma bir bekleyiş olurdu. Ve biz zaten ele bakan bir toplum olmaktan bir türlü uzaklaşamıyoruz. Sel, deprem, yangın her türlü doğa olayı bu topraklarda felakete dönüşebiliyor ise sadece iktidarı suçlamak değil maharet. O iktidarı seçenlerin de en azından bilgi ile yaşama bakış açısındaki o derin yarığa bakmaları ve sağlam bir muhasebe yapmaları gerekiyor.
Bilim marjinelize ediliyor. Böylesi felaket anlarda toplum olarak ağzına baktığımız insanların neredeyse tamamı birkaç ay içinde yine toplum dışında bir yere sürülecek orada bir diğer felakete kadar gizlenecek. Bugün düşünüp hayata geçmesini istediğimiz pek çok şey birkaç hafta sonra unutulmaya yüz tutacak.
Evet, bugün çok ağır bir fatura ödüyoruz. Ancak deprem sonrasında bu faturanın önümüze konulduğunu kimse söyleyemez. Selde, yangında madenlerde ve depremlerde nice ağır faturalar ödedik. Mütemadiyen böyle ağır faturalara muhatap oluyoruz.
Ve şuana kadar tek yaptığımız faturalardan şikayet edip, nasıl ödeyeceğimizi tartışmak.