Özkavak açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Ülkemiz de şimdiye değin görülmemiş düzeyde büyük bir kriz yaşıyoruz. Yıllardır sermayeden yana uygulanan ekonomi politikaların sonucu her geçen gün daha yoksullaşıyoruz.
Yüksek enflasyon temel ihtiyaçların pahalılığı ücretlerimizin düşüklüğü canımıza tak etti. Başta gıda olmak üzere, kiralar doğalgaz elektrik su vb sürekli zamlanıyor. Yurttaşlarımızın sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin büyük bir kısmı geçim sıkıntısı altında. Açlık sınırına yakın maaşlarla sağlıklı beslenip, barınamıyoruz.Artık bizler için sağlıklı bir yaşam sürmek hayal .
Bütün bunların üzerine sonbahar ve kış mevsimiyle salgın hastalıklar adeta tekrar hortladı. Hastaneler,aile sağlığı merkezleri ana baba günü.Hastanelerin acilleri, poliklinikler her yerde bir karmaşa telaş ve muayene olmaya çalışan yüzlerce binlerce hastayla dolu.Buna mükabil hekiminden hemşiresine hizmetlisine teknikerlerin kadar sağlık emekçileri büyük bir iş yükünün altında.Oysa daha birkaç yıl öncesine kadar sağlıkta çığır açtık diye övünüyorlardı.Şimdi devasa hastanelerde binlerce poliklinik başvurusunu çözmeye çalışan iş yükünün altında ezilen sağlık emekçileri var. Özellikle hastane acilleri ASM birimleri her gün binlerce başvuru alıyor.
Bu yoğun taleple beraber hem halkımızı hem sağlık emekçilerini büyük bir sıkıntıya sokan başka bir durum var. Sahadan yansıyan bilgiler,meslek örgütlerinin yaptığı açıklamalar ve bizzat gözlemlerimize göre çok sayıda ilaca ulaşılamıyor. Hem hizmet alanlar, hemde hekimler, hemşireler, eczacılar için büyük bir sorun yaratan bu durum giderek derinleşiyor. Yüzlerce ilaç eczanelerde bulunamıyor. Başta antibiyotikler,ağrı kesiciler, bir çok hastalığa özel ilaçlar yok. Hastalar elinde reçete eczane eczane dolaşıyor.Bir çok hastanın tedavileri aksıyor ve bunun sonucunda tam anlamıyla tedavi olmadıkları gibi yaşamsal risklerle karşı karşıya geliyorlar.Ve bu hengame özellikle şiddeti besleyen artı bir faktör olarak öne çıkıyor.
İktidar her alanda olduğu gibi sağlığı da tam anlamıyla piyasaya açtı. Halkın sağlığını değil, patronların karını tercih ettikleri için bu durumlarla karşı karşıyayız. Devlet hastaneleri yaparak, güçlü ve yeterli sayıda birinci basamak başvuru merkezleri açıp buraları en geniş imkanlarla donatmak yerine,özel hastane zincirlerini desteklediler.Devasa şehir hastaneleri yaptılar. Sağlığı ücretsiz ve tüm yurttaşlara eşit ulaştırmak yerine, her adımda para alınan ticari bir metaya çevirdiler.Kamuya ait ilaç-aşı fabrikaları açmak,artırmak yerine var olanı kapatıp sattılar.Hem ilaçta hem aşıda bizi ilaç tekellerinin insafına mahkum ettiler. Ama olan yine bize sağlık emekçilerine oluyor.Halkımızın sağlık sorunları büyüyor çözülemiyor.
Hükümet bu durumu çözmek için ilaca % 36,77 oranında zam yaptı. Yani bir kez daha halkın değil ilaç tekellerinin tarafını tuttu. Ama buna rağmen ilaçların temini konusunda sorunlar devam ediyor.
İçinde bulunduğumuz durum bir kader değildir. Yıllardır sermayeden patronlardan yana izlenen politikaların sonucudur.
Burdan yöneticileri uyarıyoruz. İlaç sorununu bir an önce çözün.Her gün yüzlerce binlerce yurttaşımızın elinde reçeteyle dolaşmasını,ilaç aramasının durdurun.Yeterince yoğun çalışan sağlık emekçilerinin yükünü birde ilaç eksikliği nedeni ile artırmayın.Bu durum giderek derinleşerek başka devasa sorunlar yaratmaya adaydır.Uzun vadede halkçı yaklaşımla ilacın aşıların tıbbı teknolojinin kamu kaynaklarıyla üretilmesini ve kar amacı gütmeksizin ücretsiz olarak halkımıza ulaşmasını sağlayın.
SES olarak bir taraftan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin her türlü sorunu için mücadele ederken öte yandan halkımızın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için mücadeleye devam edeceğiz.