Bana kalırsa son zamanlarda en bakılası fotoğraf dün Büyükşehir Belediyesi tarafından gönderildi. Kısa bir süre önce Ulus Anıtı arkasına alan bir bankta çektirdiği fotoğraf ile alabildiğine kentli bir poz veren Yılmaz Büyükerşen, bu kez pantolonun paçalarını çorabının içine sıkıştırıp toprağa tohum atıyor.
Bakış açısı meselesi bir yerde. Seçim yaklaştıkça halkla haşır neşir olan siyaset erbaplarının sadece bu iki fotoğrafa bakıp, zamanın ne kadar gerisinde, ya da zamanın dışında kaldıklarını anlamaları mümkün? Anlasalar ne olacak, değişebilecekler mi?
“Vay o esnafın derdini dinledik, vay bu köylünün elini öptük”, ya da son zamanların moda tabirleri ile “vatandaşlarla hasbihal ettik” yahut; Eskişehirspor atkısını boynuna dolayıp Eskişehirspor sevdasını (!) belgeleyen fotoğraflar siyasetin pespayeliğini gözler önüne sermekten öte bir yere geçemezken, Yılmaz Büyükerşen bir fotoğraf çektirmiyor, Eskişehir’e, Eskişehirliye bir mektup gönderiyor adeta.
Elindeki tohumları havaya fırlatırken çekilen fotoğraf, hareketi sürekli kılıyor. Buğdayın toprağa düştüğünü görmesek bile düşeceğini biliyoruz. Mevsim şartları olumsuz olmaz ise yeşereceğini de.
Bir kentin daha iyiye gidebilmesi için zannediyorum o kentin üstünde yöneticilerin kenti yönetmesi gerekiyor. Kente üstten bakmak değil, kenti yukardan gözlemek. Hem baştan aşağı o kent olma, hem de o kentin dışından bir yere konumlanma marifeti. Zor…
Seçimlerden seçime iki yol bir kaldırım vaadine sığınan, seçimlerden kısa bir süre önce vatandaş aşkı ile yanıp kavrulanların anlayamayacağı bir vizyon.
Bana fotoğrafını göster sana kentin için neler yapabileceğini söyleyeyim.
Sadece bir fotoğraf diyebilirsiniz ancak çok şey anlatır.
Evet, bende biliyorum Yılmaz Büyükerşen’in yarından itibaren tarlada ırgat olarak çalışmayacağını.
Yahut kentin göbeğine yerleştirilen bir bankta saatlerce oturup kitap okumayacağını.
Böyle indirgemeci bir şekilde yaklaşanlara bu fotoğraf bir şey anlatmaz, anlatmasını da beklemiyorum zaten.
Büyük ihtimal seçimler yaklaştıkça bizi öpen veya kucaklayan siyasetçilerin fotoğrafları bazılarımızın duvarlarını süsleyecek.
Fotoğraf hiçbir zaman tek başına politik bir malzeme olmadı, yahut tek başına bir politik karakterin en büyük kozu. Ancak, her zaman çok şey anlattı, çok şey hatırlattı.
Bu fotoğrafa bakıp sadece Yılmaz Hoca’nın heybesinin için de ne olduğunu merak edenlerin anlayamayacağı, hatırlayamayacağı…
Oysaki buğday tohumu var.
Toprağa düşecek, iklim sıkıntı yaratmaz ise yeşerecek.