Rakipsiz olan seçimlerin tadı tuzu olmaz çoğunlukla, o halde ETO’nun dolayısıyla Metin Güler’in seçimlerini başka bir yana koymak gerekiyor. Bir istisnai durum söz konusu.
Bir kez gidip gördüğüm seçim ofisi adeta buluşma yeri gibi. Kimler yok ki; bir kere ticaretle uğraşanları esnaf olanları saymıyoruz. Diğer pek çok STK temsilcisini görmeniz mümkün, siyasetçileri veya yerel yöneticiler de öyle…
Uzunca bir süredir görmediğiniz biri varsa Metin Güler’in oraya uğrayın derim. Kalabalık masaları şöyle dikkatlice bir gözden geçirin, belki de oradadır. Yok, göremediniz mi? Metin Güler ile kısa bir süre sohbet edin bünyeye iyi gelecek. Yaptıklarını yapacaklarını bir kenara koyun, yaşadıklarını anlatsın. Yahut, anlatırken yaşayan ruh hali bile insana iyi geliyor.
Geçenlerde bir dostum gitmiş. “Metin Güler’i nasıl buldun?”diyorum. “Yorgun, mutlu, kararlı” diyerek kısa bir özet geçiyor.
Nasıl yorgun olmasın Metin Güler? Ziyaretçilerinin hepsine bir kelime sarf etse dahi, çene bu etten kemikten. Hepsinden bir kelime dinlese örs, üzengi, çekiçin perte çıkması işten bile değil. O ne yapıyor? Gelen herkes ile dakikalarca konuşuyor. Yorulur elbet.
Mutlu, Metin Güler aynı zamanda. Arkadaşım öyle diyor. Mutlu olur tabi… Ali Baba türbesi gibi seçim ofisi. Sevmek başka da, insanın sevildiğinin farkına varması önemli bir mutluluk vesilesi. Sevildiğine şahit oluyor, oluyoruz.
Bir de “kararlı” demişti. Bu kısmını anlamadım. Kararlılık bir müsabaka esnasında işe yarar. Müsabaka yok. Rakipsiz kalmaya kararlıdır belki de, bilemiyorum.
Kısa bir süre sonra ETO seçimi bitecek. Pek çok buluşma yerini şu süreçte atıl duruma düşüren Metin Güler’in seçim ofisi kapanacak. İnsanın canı sıkılıyor ister istemez. Oysaki geçenlerde arayan bir başka dostum ne demişti. Metin Güler’in seçim ofisinde buluşalım mı? Gidememiştim, keşke gitseydim. Bana kalırsa Metin Güler seçimlerden sonra Metin Güler Seçim ofisinden seçim ibaresini kaldırsın Metin Güler’in ofisi varlığını sürdürsün. Pandemiden sonra en fazla sosyalleşme, sohbet etme imkanı bulduğumuz yer.
Sizce de öyle değil mi?