Sağ mahalleden bakınca teşkilat, sol mahalleden bakınca örgütler ne işe yarar.
Eskişehir’de geçtiğimiz hafta sahada defans yapması beklenen Cumhur İttifakı atağa kalktı, pres yaptı, tabiri caiz ise sahada basmadık yer bırakmadı. AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi hem Eskişehir ilçelerinde vatandaşla buluştu, hem de Eskişehir’de hatırı sayılır STK’ların kapısını çalıp, o kapıdan içeri girdi.
Kapıları herkese açık olan muhalefet ise içeriye girecek birilerini bekliyordur belki de bilinmez. Ancak nedense, kapıyı milletvekilli, yahut mümkünse belediye başkanı olmak isteyenler zorluyor. Kapı aralıklarında koltuklara kimlerin oturacağı ya da oturması gerektiği yönünde yapılan heyecanlı konuşmalar zaman zaman kulağımıza gelmiyor değil.
Kamuoyuna yansıyanlara bakıldığında ise gerek iktidar olsun, gerek muhalefet, kimin Eskişehir’e bahşedilen koltuklardan kaç tane kapacağı popüler bir tahmin konusu olarak konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor. Murat Taşkın konuşulanları tiye alarak, bugünkü köşesinde Eskişehir’in milletvekilliği sayısının şimdiden 11’e yükseldiğini belirtiyor. Öyle ya! Neredeyse her parti Eskişehir’de birinci parti olacağı iddiasıyla bir şekilde medyada yer alıyor, sesini duyuruyor. Bu iddia elbette takdir edilir . Fakat, Eskişehir’de birinci parti olma iddiasında olanların “Birinci parti olmak için ne yapıyorsunuz?” sorusuna verecekleri cevap şurada kalsın, böyle bir sorunun sınav kağıtlarında yer aldığı bile şüpheli.
Esnaf geziyoruz işte! ilçelere gidiyoruz. Eee bir de sosyal medyadan paylaşılan fotoğraflara bakınca sorduğum soruya okkalı bir cevap verdiklerini düşünmeleri gayet doğal.
Oysaki; şehirlerdeki teşkilat ve veya örgütler yerelin muhataplarıdır. Yani, genel merkeze eli kolu uzanmayanların dokunabildiği, sesini duyuramayanların duyurduğu…
Neresinden bakılırsa bakılsın ciddi, layıkıyla yapılması gereken bir görev. Orada burada liyakat arayanların öncelikle partilerine bakmaları elzem. Fakat görüyorum ki, yerel güç dengeleri gözeterek kendi adamlarını partiye sokuşturmaktan tık nefes olan politika erbapları, önlerindeki yetersizlikleri görmeyip elin bahçesinde liyakat aramakla meşguller.
Sözü fazla uzatmaya gerek yok. Geldiğimiz noktada kendi seçmenlerinin bile öfkeli olduğu Cumhur İttifak’ı Eskişehir’de at koşturdu. Dayak yeme pahasına vatandaşın karşısına çıktı. Nitekim çok ağır sorularla da muhatap oldular. Anlatacak bir şeyleri olmalı ki, bir şeyler anlattılar. Tembelliğimden dolayı çok fazla basın toplantılarına katılmayı arzulamasam da, kendilerini dinlemem için benim gibi katıksız bir muhalefeti de o toplantılara katılmaya ikna ettiler.
Diyeceksiniz ki iktidar olduğu için yaptılar. Sorun burada galiba. Cumhur İttifakı iktidarı kaybetmemek için olsa da alanda. Muhalefet ise “nede olsa iktidarız” diyerek kavgasız gürültüsüz bir şekilde iktidarı pay etmenin derdinde. Fakat bana kalırsa seçime az bir süre kaldı. Şayet paylaşımı yaptıysanız biraz politika üretmeli ya da en azından genel merkezlerinizin ürettiği bir politika varsa şayet, bunu halka anlatmak için alana çıkmalısınız. Elinize broşür alıp gezmenizden bahsetmiyorum. O, prosedür. Gerçek anlamda sokağa çıkmanızdan söz ediyorum. Veya tadınız kaçmasın ne de olsa iktidar oluyorsunuz. Kavgasız gürültüsüz koltukları paylaşın.