Uzunca bir vakittir AK Parti ilçe teşkilatlarını ile ilgili yazmayı düşünüyordum. Bu düşünce ortada yazılacak bir şey olmasından kaynaklanmıyor. Hatta yazılcak bir şey olmamasından kaynaklı desek daha doğru olacak. Bir yazma zorunluluğu gibi bir şey. Çünkü; nereye dönersem döneyim, AK Parti ilçe teşkilatlarının sessizliği ile ilgili yorumlara denk geliyorum. Hazır bayramlaşmada fotoğraflarını görmüşken yazayım kurtulayım…
Bazıları, Tepebaşı İlçe Başkanı Hakan Çizmelioğlu’nun belediye başkanlığı ile ilgili bir düşüncesi olmadığı için Ahmet Ataç ile arasını bozmadan milletvekilliği hedefini kovaladığı belirtiyor, ve Çizmelioğlu’nun sessizliğini buna yoruyor. Kimisi Odunpazarı İlçe Başkanı Ali Acar’ın ilçe başkanlığını kazasız belasız devretmek için fırsat gözettiğini söylüyor. Bu ve benzeri yorumlar sonrasında ne düşündüğümü soranlara denk geliyorum. Çok anladığım bir mesele değil. Genellikle uzatmıyorum lafı: “AK Parti ilçe teşkilatları ölmüştür ve ölülerin arkasından konuşulmaz…”
Bu nedenle AK Parti ilçe teşkilatlar ile ilgili bahsi çok uzatmaya gerek yok. Her iki teşkilatın sessizliği ile bu denli ön plana çıkmalarını daha fazla seslendirmenin bir anlamının da kalmadığı görünüyor. Hem ayrıca, hukuk, eğitim, sağlık ve ekonomi bu denli kötü giderken haybeden konuşmaktansa sessizliğe bürünmeleri bana kalırsa daha vicdani. . Vicdandan ziyade stratejik bir sessizlik var ortada. Ama neyse…