Fıkra bu ya yoga yapan kadınlar CİMER’e şikayet edilir.
Emir kulu ekmeğinin derdinde olan iki güvenlik görevlisi ıkıla sıkıla yoga yapan kadınlara gelerek “kusura bakmayın yoga yapmanız yasak” der.
Kadınlar “nasıl olur efendi, böyle bir şeyi nasıl söylersiniz” demeye kalmaz. Güvenlik görevlisi “CİMER’e şikayet var” der.
Eeee CİMER demiri keser... Kadınlar bakarlar yapacak bir şey yok, alanı terk ederler. Sonra şehrin tamamı yoga için ayağa kalkar.
Bazıları yoganın ne olduğunu bilmez de yogo der, ama ne çare şehir ayaklanmıştır artık. Herkes gözü şehrin en önemli isimlerinden Zihni Bey’e çevirir. Zihni bey ortalıkta yok.
Yoga milli meseleye dönüşmüştür. Ahali toplanır sorunu çözmek için çare arar. Birden akıllara Nabi hoca gelir. “Hocaya gidelim” derler ve kapısını çalarlar.
Nabi hoca "tamam ben bu sorunu çözerim ama bana başka bir konu ile ilgili soru sorulmayacak” diyerek şartını öne sürer.
Herkes “hay hay” der.
Nabi Hoca toplar ahaliyi başına. “Eyy ahali burada yoga yapmak yasak değil” diye başlar konuşmaya.
Ahali şaşırır “ama hocam nasıl olur emir CİMER’den geldi” derler. Hoca kızar, kaşlarını çatarak “ Be hey şapşallar yasak olduğuna inanıyorsunuz da yasak olmadığına neden inanmıyorsunuz. Bunların hepsi dezenformasyon” der.
O günden sonra kasabanın adı dezenformasyon kasabası olur. Kasabalı sıkıldıkça bir dezenformasyon patlatılır ve başlarlar oynamaya…