Eskişehir Kâbil olur mu?

Soner Uçak yazdı...

Ülkenin değişik yerlerindeki konser ve etkinlik yasaklamalarından Eskişehir’de payını alıyor. Önce festival, dün de bir parktaki yoga yapan kadınlar, Eskişehir’de uygulanan ve belki de bundan sonra uygulanacak olan yasakların ilk uygulama alanları oldu.

İşin aslı yukarda bahsettiğim yasaklar ile “eyvah laiklik elden gidiyor” gibi bir düşüncem olmadığı gibi köşeyi yaşam tarzına müdahale kaygısına gömmek niyetinde de değilim. Sadece yasağı uygulayanların yarattıkları yeni atmosferi tarif etmeye ve bu atmosferden memnun olup olmadıklarını sormaya heves ettim.

Mesela; Eskişehir’de festival dediğinde kimsenin aklına “bunlar çadırlara girip toplu seks yapıyorlar” demek gelmezdi. En fazla “gençler eğleniyor”da mutabık olup, yorumlar yapılırdı. Festival ve gençlere makul, ahlaki ve medeni ölçülerde yaklaşılır yorumlar böyle yapılırdı. Şimdi festivaller insanda şehvet duygusu uyandıran bir hal almaya başlıyor. "Yasaklayın! yoksa gidip katılırız" diye ağzının suyu akar mı bazılarının bilemedim. Beyinlerdeki tüm fanteziler bir festival çadırının içine sığdırmaya kalkanlarımız cabası. Bu meşrulaştı. 25 dernek bir araya gelip festivale katılanlara ahlak dersi verebiliyor örneğin. Bana kalırsa ciddi bir problem ve Eskişehir’in kaldıramayacağı bir atmosfer kirliliği.

Yogacı kadınlara gelince; basenlerinden mustarip birkaç kadının bir ideolojik argüman olarak Eskişehir semalarında dolaştığı hiç görülmemişti. Antiyogacı bir azınlığın sözü ile hareket ederek İsmail Kumru’yu Dede Korkut parkında yoga yapmaya zorlayan yasakçı zihniyet utansın ne diyeyim.

Kazım Kurt, "şaka mısınız?" demişti. Festivalin yasak kararına hepimiz gülmüştük nitekim.  Yapmak zorunda olunan bir şeyi yapmak için üretilen mazeretlerden tutunda, komik gerekçelere bir devlet ciddiyeti kondurma teşebbüsü hepimizin yüzünde bir tebessüme neden olmuştu.

Fakat; baştan söyleyeyim Yogacı bacılarımıza dokundurtmayız. Beyinlerinizdeki deri kıyafetleri çıkarıp atın bence.

Gelelim başlığa; Eskişehir Kâbil olur mu? Olmaz. En azından böyle umut ediyorum. Ancak bu gidişle herkesin rahat nefes alabildiği, birinin diğerine bakarken medeni ölçülerde baktığı, ahlakı, şahsi sorumluluklar çerçevesinde ele alan ve her şeyden önemlisi herkese yaşam alanı sunan Eskişehir’in sıradanlaşması bu hızla gidilirse kaçınılmaz. Yasakların da en azından şehrin dokusuna, şehrin değerlerine, şehrin öğrettiklerine ters düşmemesi gerekiyor. Güç sizinse, şehir biz yaşayanlarındır. Lütfen unutmayalım.  

Haberler