Bilirkişinin de vurguladığı üzere kamu yararı yok. Veya tarım topraklarının işgalinden daha az bir kamu yararı söz konusu. Dolayısıyla “illa ki Alpu Ovasının bağrını yaracağız” iddiasından vaz geçip daha aklıselim hareket etmesi gerekiyor URAYSİM taraftarlarının.
“Taraftarlarının” diyorum. Çünkü; bir projeden çok, bir takım gibi yaklaşıldı URAYSİM’e.
Ve taraftar gibi hareket edildiğini görüyoruz nicedir.
Büyük ihtimalle mahkemenin yürütme durdurma kararını kalelerine atılan bir gol hüznü ile ele alıp daha hırslı bir şekilde sahaya çıkmaya hazırlanıyorlardır.
“O URAYSİM oraya illa dikilecek” hırsına sadece şehrin enerjisini değil, kendi tabirleri ile devasa projeyi de kurban edecekler böyle giderse.
Ya da bir üst mahkeme, olmadı daha üst mahkeme, olmadı bilirkişi değişikliği ile Alpu Ovası kurban edilebilir. Mümkündür.
Projeden anlamasak bile hukuğun geldiği yer ortada.
Zira hüner uzunca bir süredir makulü bulmaktan uzaklaştı.
Kör dövüşünde en körü kral olacak zannediyorlar.
Aksi gibi ikna etmeyi beceremedikleri orda dursun ikna olmak gibi bir kabiliyetleri de yok.
Önemli olan maçın sonunda o sahadan zaferle ayrılmak.
Onların zaferi bir şehrin ya da en basitinden 1 metre kare toprağın mağlubiyeti ise deve de kulak.
Söz ağızdan çıktı bir kere; o proje oraya dikilecek.
Dediğim gibi; o projeyi anlatmak marifetinden mahrum, itirazları anlamak kabiliyetinden yoksunlar.
Bugün mahkeme yürütmeyi durdurdu.
Yarın okkalı bir açıklamanın ardından ellerinde bir dosya ile Ankara’nın yolu tutulur.
Belki de İstanbul’un.
Akıllarına “Eskişehir’de Eskişehirliler ile bu sorunu çözeriz. İtirazların ne kadarı haklı ne kadarı haksız buluruz. Odalarımız, 3 üniversitemiz, belediye başkanlarımız var. 7 milletvekilini de katarsak işin içine elbette çözülür” demek gelmeyecek. Bir 10 yıl boyunca projenin ne olduğunu anlatamayanların en büyük derdi kimsenin onları anlamadığını düşünmek.
Oysaki demişlerdi “binlerce istihdam sağlanacak” diye
-Nasıl?
“Dünya trenleri burada test edecek “
-Ne zaman?
"Alpu Ovasına zarar gelmeyecek"
-eee bilirkişi
Hasılı; anlattıkları ile yetinmeyenleri anlattıkları ile yetinmedikleri için suçlayacaklar.
Bilirkişileri de taraftarlıkla…
Çünkü maç gibi yaklaşıyorlar.
İşin ucunda maçı kaybetmek var.