Geçen gün berbere gittim.
Adam konuşuyor. Geçim sıkıntısından, çocuğun eğitim masrafından ve son olarak faturalara gelen zamlardan…
Bakkala girdim ekmek almaya; ekmeği poşete koy, parayı ver, üstünü al derken 20 dakika yaşadığı sıkıntıyı anlattı da kendimi zor kapının dışına attım.
Yolda geçen adam ile göz göze gelirseniz size bir şeyler anlatmak istediğini gözlemleyebilirsiniz.
Sadece sıradan vatandaş mı?
Uzunca bir süredir Metin Güler konuşuyor sıkıntı büyük diyor.
ESO Başkanı Kesikbaş, üyelerini konuşturuyor. Yapısal reform gerektiğinden falan bahsediyor.
Büyükerşen konuşuyor, Ataç konuşuyor, Kazım Kurt konuşuyor.
CHP İl Başkanı Recep Taşel sosyal medyadan hergün birşeyler yazıyor hayat pahalılığına ilişkin, inanması güç ama basın toplantısı düzenlemek zorunda bile kaldı. Bugün yapacak zannediyorum.
Bunlar bir şey mi? Bizleri güldürerek ekmeğini kazanan Cem Yılmaz hayat pahalılığı karşısında espri yapma yeteneğini yitirdi. Ciddi ciddi laflar ediyor. İbrahim Tatlıses’in oğlu fatura falan dedi.
Hiç beklemezdim ama Rıfat Hisarcıklıoğlu konuştu...
AK Partili bir gazeteci AK Parti’nin ekonomi politikalarına ilişkin olarak "ocağıma incir ağacı diktiler" dedi bir özel sohbette. Sohbet özel olduğu için isim vermiyorum.
Anlayacağınız kaldırımda gezeni, mercedese bineni, topçusu, popçusu herkes ama herkes konuşuyor. Bir bizim esnaf odaları başkanımız Ekrem Birsen susuyor.
Homo economicus zorda inim inim inliyor. Homo “ketum”ustan ses yok.