Yıldırım açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Bu yaşananlar aslında gazeteciliğin artık hangi koşullarda yapılmaya ve mesleğimizin nasıl itibarsızlaştırılmaya çalışıldığının canlı örneğidir. Yerelde ve ülke genelinde iktidarda olmanın getirdiği körlük, artık sosyal medyadan "had bildirme" yarışına dönmüştür. Biz ise hangi siyasi görüşten gelirse gelsin, bu tür yaklaşımlara aynı şekilde yüksek sesle ve birlikte karşı durmalıyız. Bu da ancak haksızlığa uğrayan tüm meslektaşlarımızın yanında durarak mümkün olur.
Gazeteciler yalnız, savunmasız değildir. Kimsenin şamar oğlanı değildir, bu yanlış dilin bir an önce terk edilmesi gereklidir. Çünkü sonra kamuoyuna seslerini duyurabilecekleri özgür basına en çok kendilerinin ihtiyacı olacaktır.
En ufak bir eleştiriye tahammülü olmayanların, mesleğini yapan gazetecilere işini öğretmek, onları haksız ithamlarla yaftalamak yerine, gazetecilik nedir, haber nasıl yapılır gibi konuları iyi öğrenmeleri ve görevini yapan gazetecilere önce saygı duymaları gerekmektedir.
Gazeteci bir konuya eleştiri getirdiği için “bir tarafın adamı olmak”la, itham edilemez. Gazetecinin görevi eleştirmektir ve bu nedenle suçlanamaz!
Son dönemde yaşadıklarımız bize birlikteliğin ve örgütlü mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermiştir, gazeteciler olarak, bu tür itibarsızlaştırıcı ifadelere ve tehditlere karşı birlikte mücadele vereceğiz. Bu ifadeleri kullanan her kim olursa olsun, meslektaşlarımızdan özür dilemelidir!