Erdoğan yatırımın önemine ülke ekonomisi için önemine dikkat çekerek, “Sermayenin milleti, rengi ve inancı olmaz, ülkemize yatırım yapacak, ihracat ve büyümemize katkı sağlayacak herkese kapımız ve yüreğimiz açıktır. Salgın döneminde yeni yapılanan küresel üretim ve lojistik sisteminde ülkemizi en üst seviyeye çıkarmak istiyoruz. Yatırım demek, üretim ve istihdam demek. Cari açığın azalması ve milletimizin zenginleşmesi demektir. Bu formül Türkiye’nin kurtuluş reçetesidir. Önümüzdeki günlerde benzer yeni müjdeleri ülkemizle paylaşacağız. Bu noktaya kolay gelmedik. Geçtiğimiz 19 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan şehirciliğe kadar her alanda yaptığımız yaptırımlar ile bu güce kavuştuk. Büyük ve güçlü Türkiye’nin yolunu açtık. Toplam yatırım değeri 3 milyar TL’yi geçen 106 kalemin toplu açılışını yağacağız.” dedi.
“Bunun için çok büyük bedeller ödedik”
Ülkeye ve millete hizmet etmek nasip işi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllarca hep parti faşizmi ve darbelerin, terör örgütlerinin cenderesi altında enerjisi boşa harcanan bir ülkeyi hamdolsun dünyanın söz dinlenen ülkeler eşiğine getirdik. Türkiye’yi tarihinin en büyük reformları ile ve kalkınma hamleleri sayesinde dünyanın en itibarlı ve sözü dinlenen, gelişmelere yön veren ülkeleri arasına dâhil edeceğiz. Bunun için çok büyük bedeller ödedik, yeri geldi vesayetin dayatmaları ile karşı karşıya kaldık, yeri geldi terör örgütlerinin saldırıları uğraştık, yeri geldi darbecilerin silahları ile karşı karşıya geldi. Yeni geldi içerde ve dışarda yalan dolan, çarpıtma rüzgârları ile karşı mücadele ettik. Hamdolsun Allah’ın yardımı ve milletin desteği ile hepsinin üstesinden geldik. Ülkemizi kendi çizdikleri siyasi ve ekonomik sınırların dışına çıkartmamak için ellerinden geleni yapanlara rağmen işte 2023 hedefinin yani büyük ve güçlü Türkiye hedefinin eşiğindeyiz” diye konuştu.
“Sıkıntılarımız yok mu? Elbette ki var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası siyaset ile ekonomik alanda sorunlar olduğunu ifade ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İnsanlarımızın geleceğe umutlu bakmasını sağlamaya çalışıyoruz. Sıkıntılarımız yok mu? Elbette ki var. Uluslararası alanda karşılaştığımız zorluklar var. İç siyasette karşılaşılan sorunlar var. Ekonomide yaşadığımız sıkıntılar var, ama biz 19 yılda attığımız her adımda sıkıntılar ile karşılaştık. Ülkemizi ve önümüze çıkan her engeli bir bir aşarak büyüttük, güçlendirdik ve özgüven kazandırdık, zenginleştirdik. Eğer zorluklar karşısında pes eden bir yapıda olsaydık. Bu işlere hiç giremezdik. 2002’de seçimi kazanıp hükümete geldiğimizde bize her türlü hukuk ve ahlak dışı engeli çıkartanlarla aynı hevese kapılmışlardı. Terör örgütlerinden, darbecilere karşı şer güçler aynı gaye ile harekete geçirildi."
“Efelenenlerin gayesinin de ülkeye ve millete hizmet olmadığı belledir.”
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik tablonun gerçek yerini ifade etmediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı uluslararası siyasette olduğu gibi ekonomide de sıkıştırılmaya çalışıldığımız tablo asla Türkiye’nin gerçek yerini ifade etmiyor. Gerçi bu oyunu kuranlar niyetlerini gizlemeye de gerek duymuyorlar. Türkiye’yi diplomasi ve ekonomide zora sokarak siyasi iktidarı değiştirmeyi hedeflediklerini açıkça söyleyenlerin amaçları herhalde ülkemizin ve milletimizin menfaatini korumak değildir. Bu beyanlara güvenerek efelenenlerin gayesinin de ülkeye ve millete hizmet olmadığı belledir. Biz 19 yıldır nasıl kimseye yem etmediysek, nasıl tüm kötü niyetlerinin heveslerini kursağında bıraktıysak inşallah bu defa da aynı şeyi yapacağız. Milletimizin gönlündeki tek 2023 hesabı büyük ve güçlü Türkiye’nin müjdecisi olan 2023 hedeflerine ulaşmaktır. Bunun dışındaki her hesap yanlıştır ve geri dönmeye mahkûmdur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Osman Kavala olayıyla ilgili açıklama yapan 10 ülkenin büyükelçileri konusuna değinerek, “Kavala, Kavala. Yahu Kavala dediğin Saroz’un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığı’na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir? Siz burayı ne zannediyorsunuz? Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil, Dışişleri Bakanlığı’na gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz. Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler” dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir programı kapsamında Vilayet Meydanı’nda gerçekleştirilen, aralarında Millet Bahçesi, Yeni Eskişehir Stadyumu, İlk Halk Kütüphanesi ve Şehir Hastanesi gibi toplam maliyeti 3 milyar TL’yi bulan tesislerin toplu açılış törenine katıldı. Törende konuşan ve alanı dolduran vatandaşlara seslenen Erdoğan, HDP eski lideri Selahattin Demirtaş üzerinden gerçekleştirilen söylemlere sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülke ve millet düşmanlarının dümen suyuna da girerler. Bunlar terörist Selo ile beraber oldu. Bunlarda ar yok. Yasin Börü’yü öldüren Selo değil miydi? Bütün oradaki vatandaşları sokağa döken Selo değil miydi? Şimdi kalktılar ‘Onu içeriden nasıl çıkarırız’ gayreti içerisindeler. Yargı ne diyorsa o. Çıkaramayacaksınız. İşte Selo’nun eşi TV programına çıkıyor, ‘ben çocuklarımla masumane oturuyorum diyor.’ Peki, senin çocukların masumane de o şu anda toprağın altında öldürülmüş olan o bizim günahsız vatandaşlarımızın geride bıraktıkları yavruları, Yasin Börü’nün geride bıraktığı ailesi, onlar ne? Onlar masum değil mi? onlar şu anda anneleriyle beraber masumane yaşıyorlar. Onları nereye koyacaksın? Sen anasın da Yasin’in anası ana değil mi?” dedi.
"Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün, burayı terk edecekler"
Konuşmasında, daha sonra Osman Kavala olayına ve Dışişleri Bakanlığı’na giden büyükelçiler olayına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Öbür tarafta yatıyorlar, kalkıyorlar, ‘Kavala, Kavala’. Yahu Kavala dediğin Saroz’un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için dışişleri bakanlığına geliyor. Bu ne terbiyesizliktir? Siz burayı ne zannediyorsunuz? Burası Türkiye Türkiye. Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil, burası Türkiye. Anlı şanlı Türkiye. Burada kalkıp da Dışişleri Bakanlığına gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz. Gerekli talimatları ben Dışişleri Bakanlığımıza verdim. Ne yapılması gerektiğini söyledim. Bunların bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz diye. Zira bunlar Türkiye’yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler. Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler. Değerli kardeşlerim sizler zaten bu milletin birer evladı olarak neyin ne olduğunu biliyorsunuz. Ülkenin derdiyle dertlenmeyince, milletle aynı istikamete bakmayınca gelecek nesillere karşı sorumluluk hissetmeyince velhasıl omurga olmayınca işte böyle her yöne dönmek kolaydır."