Alkan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Okullarımız açılalı 1 haftayı geçti. Sorunların çözümü konusunda Milli Eğitim Bakanlığı neredeyse hiç bir adım atmadı. En temel sorun olan yardımcı hizmetlilerin işe başlaması adeta kara mizah konusu oldu.
Eskişehir de bugün itibariyle 10 a yakın okulda sınıf karantinası uygulanıyor.
Eskişehir’de işe başlayacak olan personel sayısı 188' dir. Bu arkadaşlar 50’si Tepebası’nda 50’si Odunpazarı...
Kalan personel ise ilçelere dağıtılmıştır.
Eskişehir de 513 okul yöneticisi, yetersiz bütçe ve 188 personel ile salgın koşullarında okulları nasıl hijyenik tutacaktır?
1 haftada merkez ve ilçe okullarında covid tanısı konan öğrenci ve öğretmenler oldu. Sınıflar karantinaya alındı. Şartları düzelterek ancak okulları açık tutmak mümkündür.
MEB daha ilk hafta sınıfta kaldı.
En erken 1 Ekimde göreve başlayacak olan personel gelene kadar okulların temizliği nasıl yapılacaktır? Okullara sadece hijyen malzemesi göndermek yeterli değildir.
Okulların açılma takvimi aylar önce açıklanmasına rağmen 1 Ekim’de başlayacak TYP kapsamında görevlendirmelerde takvimin öne alınması ile ilgili dahi hazırlık yapılmadı.
Okullarda temizlik görevlisi yok veya yetersiz!
Salgın hiç yaşanmamış gibi, alınmayan önlemlerle okullar açıldı.
Ve bütün yük öğretmen ve velilere bırakıldı.
Eğitim artık bu ülkede hak olmaktan çıkarıldı.
Eğitim sistemimizdeki kamusal, parasız, bilimsel, laik eğitim ile ilgili haklarımız geri alınmaya ve güvenceli iş yaşamımız sözleşmeli, ücretli, esnek çalıştırma adı altında yok edilmeye çalışılmaktadır. Okullarımızda kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda çalıştırılacak insanlardan siyasi iktidarın il-ilçe yönetimlerinden ve İŞKUR üzerinden referans istenmesi ise hukuku ve vicdanları zorlayan, insan onuruna aykırı bir durumdur. Sözleşmeli, ücretli, çalıştırma biçimlerine son verilmeli, okullarımızın ihtiyacını giderecek sayıda kadrolu yardımcı hizmet personel ataması bir an önce gerçekleştirilmelidir.