Hükümet, memur ve memur emeklisine 2022’nin ilk 6 ayında yüzde 5, ikinci 6 ayında yüzde 6, 2023’ün ilk ve ikinci 6 ayı için yüzde 6+6 enflasyon farkları teklif etti. Türk Kamu-Sen teklifi yetersiz buldu. Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Kamu-Sen) İl Temsilcisi Haydar Urfalı, 2012 yılından bu yana gerek zorunlu harcama kalemlerindeki artışların, gerekse döviz, altın, konut gibi kalemlere gelen zamların, maaşlara yapılan zamların çok üstünde seyrettiğini, bu durumun hayatlarını olumsuz yönde etkilediğini savundu.
“Hükümet teklifini yenilemek zorunda”
Kamu çalışanlarının maaşlarının yıl içinde enflasyon kadar bile artmadığını, sonradan verilen enflasyon farklarının ise hiçbir yaraya merhem olmadığını belirten Urfalı, “Aynı işveren toplumun çeşitli kesimlerini desteklerken afetle, salgınla, felaketle boğuşan memurlarımız bir de ekonominin cenderesi altında eziliyor” dedi. 6’ıncı dönem toplu sözleşme görüşmelerinin başladığını ve kamu işveren heyeti tarafından memur ve memur emeklisi için verilen teklifin kabul edilebilir olmadığını aktaran Urfalı, “Halihazırda yıllık resmi enflasyon yüzde 18,95 seviyesindedir. Muhtemelen 2021 yılı enflasyonu yüzde 20 dolayında gerçekleşecektir. Bütün uluslararası kuruluşlar 2022 yılında Türkiye’de yıllık enflasyonun en iyimser tahminle yüzde 15 olacağını düşünmektedir. Yani önümüzdeki iki yıllık süre içinde enflasyon toplamda en az yüzde 35-40 dolayında gerçekleşecektir. Yapılan teklif ise bu gerçekleri karşılamaktan uzaktır. Bugüne kadar kamu görevlilerinin yaşadığı sorunların temelinde maaş artışlarının hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi gelmektedir. Hayallere göre zam verip gerçekleri görmezden gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir. Bu nedenle Hükümet, ivedilikle teklifini yenilemek zorundadır” ifadelerini kullandı.
“Sunulan tekliflerin altı doldurulmalıdır”
Yapılacak teklifte gerçekleşen enflasyon, büyüme, refah payı, harcamalar ve geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi gibi etkenlerin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Urfalı, “Sayın Bakan teklifinde sözleşmeli çalışanlarımızın sorunlarının çözüleceğini, 3600 ek gösterge talebimizin kabul edildiğini ve refah payı ile ilgili bir gelişme yaşanabileceğini ifade etmiştir. Bunlar son derece olumlu olmakla birlikte, bu tekliflerin altı doldurulmalı, rakamlar netleştirilmelidir” diye konuştu.
“Hakkımızdan aşağısına da rıza gösterecek değiliz”
“Yıllardan beri ‘hakkınız ödenmez’ diyerek alkışlanıyoruz; şimdi ise hakkımızın ödenmesini istiyoruz” diyen Urfalı, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Biz, hakkımız olmayan hiçbir konuyu ve meblağı masaya taşımıyoruz. Hakkımızdan aşağısına da rıza gösterecek değiliz. Biz artık sırtımızın sıvazlanmasını değil, cüzdanımıza insanca yaşamaya yetecek kadar para konulmasını istiyoruz. Sayın Bakanın “Memurlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözünün gerçekleşmesini; Sözleşmeli personelin haklarının memurlarla eşitleneceği, 3600 ek gösterge teklifimizin kabul edildiği, refah payı uygulamasının değerlendirileceği sözlerinin adının konmasını bekliyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak bizler, reel kayıplarımızın karşılanmasını ve ekonomik büyümeden ve artan milli gelirden bir çalışan olarak hak ettiğimiz payı istiyoruz. Taleplerimiz, makuldür ve istenirse karşılanabilir.”
Sendikanın talepleri neler?
-Gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı kabul edilebilir bir oransal artış;
-Geçmiş dönemlerde yaşanan kayıpların telafisi için seyyanen zam;
-Ülke ekonomisindeki büyümeden kamu görevlilerine de pay verilmesi;
-Reel gelir artışı sağlanabilmesi için maaşlara refah payı eklenmesi;
-Kamuda yalnızca memurlara verilmeyen Bayram İkramiyesinin, memurlara da verilmesi;
-3600 ek gösterge uygulamasının tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi;
-Bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi;
-Yardımcı Hizmetlilerin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına alınması;
- Aile yardımı, çocuk parası, doğum ve ölüm yardımı gibi sosyal yardım kalemlerinin çalışanın ihtiyacını karşılayacak şekilde yükseltilmesi gibi konuların mutlak surette yer alması gerekmektedir. Bütün bu unsurların yanında hizmet kollarına ilişkin olarak diğer hususların da sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturacak biçimde ele alınması zorunludur.