İYİ Parti kötüleşirken

SONER UÇAK YAZDI...

Partilerin içinde dönen alaverelerin kamuoyuna pek de bir şey kazandırdığı söylenemez. Kişisel hesapların politik argümanlar ile sos edilmesi ardından ortaya gelen yemeğin iştah kabartan görüntüsü olmasına rağmen, besin değeri düşük olması nedeniyle çok fazla yazmayı tercih ettiğim bir konu değil. Ancak İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş’ın istifası ardından birkaç şey yazmak gerekiyor.

Bu gereklilik öncelikle Ektaş’ın sergilediği performans ve daha önemlisi bu performansın ortaya koyduğu politik üretim.

Ektaş, işin aslında Eskişehir İYİ Parti teşkilatlanmasının zemininin kayganlaştığı bir dönemde koltuğa oturdu. Kaygan zeminin yanı sıra sisli ve puslu bir hava da hakimdi. Eskişehir’in bir diğer MHP’si olmaya razı olanların aksine, partiyi daha merkeze çekmek için çaba sarf etti. Kılı kırk yararak hem şehirle, hem de millet ittifakı ile bütünleştirecek bütün yolların haritasına bakarak ilerledi. Gerek örgütlenmedeki mahareti, gerek ise şehir kamuoyuna seslendiği metinlerle bu yollara ne kadar hakim olduğunu kısa sürede gösterdi. Sadece bir şeyler söylemiş olmak için konuşmadı. Her açıklamasının altını titizlikle doldurdu. Belki çok hareketli değildi, ama hiç de olduğu yerde zıplamadı. Derken, Eskişehir siyasetinin merkezinde hem partisine, hem de kendisine yer açtı. Peki; bunca çaba sonrasında istifası ne anlama geliyor. Ben söyleyeyim tamamen anlamsız bir adım. Bir partinin başına gelebilecek en büyük hastalık. Ve bu hastalığa iyi parti de kısa bir süre için de yakalandı.

Bu hastalığın nedeni Ektaş mı, yoksa Kabukcuoğlu mu veya genel merkezdeki dengeler mi bilmiyoruz.

Ancak, şayet olay genel merkezden kaynaklı ise yakın zamanda kurulan partilerin Eskişehir örgütlerine bakmalarını tavsiye ediyorum. Zira hepsinin hanesine kocaman bir başarısızlık yazılarak, ciddi bir eline yüzüne bulaştırma halinden söz edilebilir.

Eskişehir yerelinde siyasetin bir aktörü olmak dışardan göründüğü kadar kolay değil. En nihayetinde Eskişehir kamuoyunun beğeni ve hoşnutsuzluklarının sabitlendiği pek çok konuya hakim olmak gerekiyor. Uzaktan bakarak yakalanmaz, parmaklarını nabzın üstüne koymaları elzem bir konu.

Bunu başarmış bir örgüt ve başkanının istifası elbette tartışılacak. İYİ parti bundan kendisini kurtaramayacaktır.

Şayet Ektaş ihtiraslarına yenik düştüyse hesap ondan sorulur, şayet Arslan Kabukcuoğlu ben milletvekiliyim benim sözüm geçerli olur dediyse sesi yakındır kısılır. Şayet genel merkezin keyfi bir hareketiyse yandı gülüm keten helva.

İYİ parti iyi gidiyorken kötüleşmeye başladı. Kimse de "aman istifayı konuşmasınlar" diyemez.   

Daha yazılacak çok şey var şimdilik kısa tutalım.

Haberler