5 Ekim’de bütün dünya öğretmenleriyle birlikte kutladığımız Öğretmenler Günü’nü Mustafa Kemal Atatürk’e başöğretmenlik unvanın verildiği tarih olan 24 Kasım’da bir kere daha kutluyoruz. Her 24 Kasım’da olduğu gibi yine hamasi nutuklar dinleyeceğiz. Söylemleri ve uyguladığı politikalarla öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıranlar bugün öğretmenlik mesleğinin kutsallığından dem vuracaklar yine. Oysa bizim bu söylemlere karnımız tok. Öğretmenler artık sorunlarına kalıcı çözümler bekliyor.
Pandemi süreci bir kere daha göstermiştir ki eğitim sistemimiz; uygulanan politikaların tüm yanlışlarına, plansızlığına ve yönetim zafiyetine rağmen öğretmenlerin gayret ve azimleri sayesinde ayakta kalmaktadır. Her koşulda kendi sağlığını riske atarak öğrencilerine ulaşan, kendi çocuklarından önce öğrencilerinin eğitim hakkını gözeten öğretmenlerimiz pandemi koşullarında birçok zorluğu kendi üstün çabaları ile aşıyorlar. Bu özverili çalışmanın gereken karşılığı bulmaması ise son derece üzücüdür.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: Bütün uyarılarımıza rağmen öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz için sağlıklı bir okul ortamı oluşturamayan yöneticiler, zaten var olan eşitsizliği iyice derinleştiren uzaktan eğitime bizleri yeniden mahkûm ettiler. Eğitim Sen olarak öğretmenlerimizin hak ettiği değeri alması için mücadeleye devam ediyoruz. Bu vesile ile acil taleplerimizi bir kere daha yineliyoruz:
- Okullarımızda gerekli önlemler alınmalı, bütün öğretmen ve öğrencilere parasız, yaygın test uygulanarak yüz yüze eğitime bir an önce geçilmelidir. Bunun için ülke çapında en az 14 gün tam kapanma kararı alınmalıdır.
- Artan pandemi vakalarına rağmen okul öncesi öğretmenlerinin sağlığını hiçe sayan karardan vazgeçilmelidir.
- Başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, eğitim emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı ekonomik mağduriyetler giderilmedir. Son 20 yıl içerisinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır.
- Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve ekliliğe yansıtılmalı, vergi dilimi uygulaması sabitlenerek ücretlerde yaşanan erimenin önüne geçilmelidir. Ek ders ücretleri günün şartlarına uyarlanarak yeniden düzenlenmelidir.
- Bütün kamu emekçilerinin ortak talebi olan 3600 ek gösterge amasız, fakatsız derhal karşılanmalıdır.
- Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına, esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmelidir.
- Ataması yapılmayan bütün öğretmenlerin atama sorunu çözülmelidir.
- Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplu sözleşme düzeninin yaratılması sağlanmalıdır.
Değerli eğitim emekçileri,
Haklarımız yok sayılsa da, emeğimiz değersizleştirilmeye çalışılsa da, geleceğimiz belirsizliğe mahkûm edilse de inanıyoruz ki hep birlikte ve yan yana durduğumuz müddetçe başarılı olabilir ve bu gidişatı değiştirebiliriz. Haklı olan taleplerimizi kazanmak için el ele verip umudumuzu güçlendirelim.