Dayanışma ama nasıl

Soner Uçak yazdı....

Siyasetin ve siyasetçinin yol tayin etmesi beklenir ama bana kalırsa toplumsal derinliğimiz, üstüne bindirilmiş bütün yük.

Şayet ülke olarak var olacağız diyorsak bir gelecek tarifi yapmak zorundayız.

Öyle değil mi?

Gündelik siyaset önümüze bir gelecek koymaktan çok uzak.

Bol köpürtülmüş, aşırı abartılmış manşetlere, içi boşaltılmış devasa kavramlara zoom yapıyoruz.

Ancak bundan sonra nasıl bir ülkede yaşamak istiyoruz?

Bir biri ardına çıkarılan yasaların nasıl bir ülkeye taşıyacağı muamma.

Muhalefet AK Parti’nin istediğinin tam tersi bir ülke istiyor besbelli.

AK Parti olmazsa sanki bir gelecek tarifi yapamayacak gibi.

Mekanikleşmiş bir muhalefet söz konusu, iktidarın mekanikleşmesi zaten kaçınılmaz.

Büyülü kelimeler; üstünden tılsımı alınmış yavanlıkta; taktiksel, stratejik söylemler olarak toplumu  ikna etme aracı olarak kullanılıyor.

Haliyle bu yavanlık, umut dediğimiz ana menünün yerini doldurmaktan çok uzak.

Hal böyle olunca halkın siyasi kurumlara olan mesafesi de gittikçe açılıyor.

Gençlerin %36’sı siyasetten umudu kesmiş örneğin, kararsız deniliyor, ama bana kalırsa siyasetten umudunu yitirmiş vatandaşların sayısı her anket, bir önceki ankette göre daha da artıyor.

İktidarın “çok iyi gidiyoruz” demesi ile muhalefetin “ülke çok kötü yönetiliyor”  demesi aynı tatsız sosun süslediği ana menüler.

Damdan düşenlerin, bir damdan düşen aradıkları dönem ama, damdakilerin aşağıdakine geçmiş olsun nidalarının ötesine geçemeyen gündelik siyaset ve dilidir yankılanan.

Kavramların içi boşaltılıyor demiştim.

En çok içi boşaltılan kavram zannediyorum dayanışma.

Vicdanlarının diğerlerinkinden daha kabarık olduğunu iddia edenlerin, yardım, bağış vs işlerini toplum tarafından üretilmiş devasa kavramın bir gönül işi olarak ele alması…

Dayanışmanın, sistematik bir şekilde  toplumun merkezine yerleştirmekten çok uzak bir bir şekilde kullanışlılık üzerinden yorumlanması...

 Bir anda her şeyin kahverengine boyanmasını anlamına gelmiyor mu sizce de?

Başı dara düşenlerin olmadığı bir toplum yaratmanın uzaktan yakından hayal bile edilmediği bir süreçten geçerken, başı darda olanların dualarına ihtiyaç duyanlarımızın bu denli başat rol oynadığı bir toplumda zannediyorum dediklerimin reel siyasette kendine yer bulması pek de mümkün değil.

 O halde  avuçlarımızı açarak üç defa;

Allah sizden razı olsun….

Haberler