İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevaplaması istemiyle yazılı soru önergesi veren Kabukcuoğlu;“696 sayılı KHK ileresmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15 Temmuz hain darbe girişimi ve devamındaki olayların bastırılmasında silah kullananların yargılamadan muaf tutulması, durumdan vazife çıkaran bazı illegal kişi veya oluşumları cesaretlendirmiştir. İlk olarak 30 Kasım 2016’da eski bir uzman çavuş olan Fatih Kaya ( ki kurduğu tarihte kamu görevinde olduğu, 6 ay ücretsiz izne ayrıldığı bizzat kendi beyanıdır) Trabzon’da kurduğu Halkın Özel Harekatı(HÖH) adlı dernek, kısa zamanda İstanbul ve Ankara dâhil 22 kentte şube açmış, 2017 Haziran ayında ise şube sayısının 121’e çıktığı, 7 binden fazla üyeleri olduğunu ifade etti.
Bakanlığınızın uyarıları ve kamuoyu tepkisiyle derneğin 28.Şubat.2018 tarihinde kapatıldığı, ilgili şahsın partinizden milletvekili aday adayı olduğu, 24 Haziran seçimlerini takiben Milli Seferberlik Platformunu kurduğu ifade edilmektedir.
Bu platformun kuruluş amacı olan; “Cumhurbaşkanına, bakanlarına, milletvekiline, valisine, bürokratına, komutanına, müdürüne, amirine, esnafına, memuruna, yazarına, sporcusuna, sanatçısına, gazetecisi-yazarına, polisine, askerine yapılacak hukuksuz algıların karşısında tek vücut olarak korkusuzca durmak.” Görevlerini halen sürdürdüğü ifade edilmektedir.
İkinci olarak 19.02.2017 Cumhurbaşkanı’nın dünürü Orhan Uzuner'in, olası kalkışmalarda harekete geçecek “Kardeş Kal Türkiye” adında bir silahlı milis gücü kurduğu iddia edilmiştir. Uzuner’in grubun amacını anlattığı videoda, WhatsApp üzerinden 100'er 200'er kişilik gruplar halinde örgütlendiklerini ve teşkilatın amacının 'deprem ve kalkışma gibi olaylarda harekete geçmek' olduğunu belirterek ; "En küçük cihazımız düdük. Arabamda megafon var. Gerektiği zaman kullanacağımız silah var. Böyle hazırlıklar yapmamız lazım." İfadelerini kullandı.
Ülkemizde, 2.5 milyonu ruhsatlı yaklaşık 20 milyon sivil vatandaşımızda bireysel silah olduğu tahmin edilmektedir.
Son günlerde daha önceden hazırlanan bu grup mensupları, sosyal medya aracılığı ile silah, mermi vb. mühimmat görselleri paylaşarak siyasi muhaliflerini, darbe yapacaklar iddiası ve algısıyla öldürme ve tecavüz ile tehdit etmektedirler. Hatta bir kısım meczuplar ulusal basında bile suç işleyeceğini alenen ifade etmelerine rağmen ne RTÜK ne Cumhuriyet Savcıları ne de bakanlığınız hiçbir işlem yapmamaktadır.
Yaşanan tüm bu gelişmeler akla 12 Eylül öncesini getirmektedir. Toplumsal huzuru temin etmekle görevli emniyet ve adalet teşkilatının ülkenin bir iç savaşa adım adım götürülmesini seyretmesi, hatta bu aktörlerden bazılarının bakanlığınız eski veya halen görevde olan personeli olması endişe vericidir. “diyerekSoylu’nun cevaplandırması istemiyle şu soruları yöneltmiştir:
“1-Zor kullanma yetkisi, hukuk devletinde, devlet güçlerinin dışında kimsede olamayacağına göre, ülkemizde devlet yetkilerini bir takım güçlere mi aktarmaktadır?
2-Bakanlığınızın emniyeti sağlama hususunda zafiyet içerisinde olduğu, bu nedenle gönüllü sivil teşkilatlar kurdurduğu iddiaları doğru mudur? Doğru değil ise bu tür oluşumlar neden engellenmemektedir?
3-Ülkemizde bireysel silahlanmanın yüksek miktarda artış gösterdiği iddiaları doğru mudur? Bireysel silahlanmadaki artışı bir risk olarak görüyor musunuz? Bireysel silahlanmanın önlenmesine yönelik bir çalışmanız var mıdır? Ruhsatsız silahların toplanmasına yönelik bir çalışmanız var mıdır?
4-Ülkemizde bir darbe tehlikesi var mıdır? Bu tehdit nereden beklenmektedir? Emniyet güçlerimizin bu tehdidi önleme gücü var mıdır? Yok ise gerekli tedbirler almayı düşünüyor musunuz?
5-Bazı şahısların, ulusal basın kuruluşlarında, alenen katliam hazırlığında olduğunu açıklaması ve bu amaçla gerekli silah ve mühimmat depoladığını belirtmesi bakanlığınızca normal mi karşılanmaktadır? Tüm vatandaşların silah ve mühimmat temin etmesini tavsiye ediyor musunuz? Etmiyor iseniz bu açıklamalarla ilgili ne gibi işlem yaptınız? “