Değişikliklerle ilgili olarak henüz baroya bilgi verilmediği belirtilen açıklamada, “
Bir değişiklik yapılacaksa bunun akşamdan sabaha değil, konunun muhatapları baroların görüş ve önerilerinin dikkate alınarak doğru, şeffaf ve geniş katılımlı bir mutabakatla yapılması gereklidir. Öç alma mantığı ile yapılacak bir düzenlemeyi kabul etmemiz asla mümkün değildir. 2014 yılında gündeme getirilen ve FETÖ projesi olarak adlandırılan düzenlemeye ilişkin taslaklarda yer alan, “her şehirde birden fazla baro kurulabilmesi, baro seçim sistemlerinin değiştirilmesi, barolara üye olma zorunluluğunun kaldırılması, avukatlıkta şubeleşme yasağının kaldırılması, yabancı avukatların Türkiye’de avukatlık yapabilmesi vb.” gibi mesleğimiz adına asla kabul etmeyeceğimiz düzenlemelerin hortlatılarak tekrar gündeme getirilmesini esefle karşılıyoruz. Öncelikle belirtmek isteriz ki; Barolar bir STK ve MESLEK ODASI değildir. Barolar Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Barolar ve barolara bağlı avukatlar devletin yargı erkinin savunma ayağını temsil eden, yargının asli ve kurucu unsurlarıdır. Barolar ve avukatlar halkın vicdanıdır. Bizlerin üstlendiği bu onurlu görev, yargı faaliyeti kapsamında bir bütün olarak değerlendirilmeli, avukatlar yargının diğer unsurlarının yanında siyasi iktidarlar tarafından ötekileştirilmemelidir. Ülkemizde bu güne kadar her zaman doğrunun ve haklının yanında mücadele eden, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunan, hukuksuzluklara karşı her zaman sesini yükseltebilen ve bu anlamda toplumun sesi olan baroların sesinin kısılması ve etkisizleştirilmeye çalışılması beraberinde halkın da sesinin kısılmasıdır. Yargının kronikleşmiş bunca sorununa çare aramak yerine barolarla oynamak, baroların sistemini değiştirmek ve baroları etkisiz kılmak açıkça hukukla oynamaktır” ifadelerine yer verildi.