Koronavirsün siyasi ve sosyal sonuçlarının olacağını belirten Taşel, “tüm ülkeler, salgının yaygınlaşmasını önleme ve tedavi etmeamacıyla birçok önlem alıyorlar.En başta ilaç üretme, aşı geliştirme çalışmaları olmak üzere; sokağa çıkma kısıtlılığı, karantina, maske kullanımı ve benzeribirçok farklı uygulamayı gerçekleştiriyorlar. Bu alınan önlemlerin ekonomik sonuçları içinde bütçelerinin % 20- 30’larını bulan bir kaynağı salgın mücadelesi için harcamak üzere ayırıyorlar. Ülkemizde de Bilim Kurulu’nun tavsiyesi doğrultusunda sokağa çıkma kısıtlılığı getirildi. Yaş almış yurttaşlarımız ve yirmi yaş altı çocuklarımız, gençlerimiz (çalışan18-20 yaş arası muaf tutuldu) bir süredir evlerinden çıkamıyorlar. İşyerleri zorunlu olarak kapanan esnaf, yaşanan kriz nedeniyle üretimine ara veren işletmeler, duran inşaatlar ve turizmin bitmesi nedeniyle milyonlarca yurttaşımız bir anda işsiz kaldı. Eskişehir’in gelirlerinin yaklaşık yüzde 50-55 oranında ticaret ve hizmet sektöründen geldiğini düşündüğümüzde, bu bağlamda ekonomik olarak en olumsuz etkilenen illerin başında geliyoruz. Sanayi üretimi durmamakla birlikte, büyük oranda azalarak büyük yara almış durumdadır. Birçok sektörde sanayicilerimiz sipariş iptalleri ile karşı karşıya kalmıştır. İşletmeler;çalışanları için kısa çalışma ödeneği, ücretli izin, ücretsiz izin uygulamalarına geçmişlerdir.
Ücretsiz izin uygulamasında devlet 3 ay süreyle işçi başına aylık 1,177 ₺ ödeyecektir. Bumiktar, önemli ancak yetersizdir. İşsiz kalan işçilerimiz için bu miktar en az asgari ücret düzeyinde olmalıdır ve buna rağmen açlık sınırının (2.847 ₺) altında kalacaktır” dedi.
Tarım kesiminin de salgından çok fazla olumsuz şekilde etkilendiğini belirten Taşel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Tarım kesiminde bölgesel olarak tohum desteğinden mahrum bırakılan Eskişehirli çiftçilerimiz zor durumdadır. Özellikle Sarıcakaya ve Mihalgazi bölgesinde, önceden haber verilmeden gece geç saatlerde plansız, programsız şekilde ilan edilen sokağa çıkma yasağı uygulaması nedeniyle, o gün içinde topladıkları ürünler,sebze meyve hallerinde 2-3 gün kalınca çürümüş ve çiftçilerimiz çok ciddi zararlarauğramışlardır.
Güvencesiz günlük yevmiye ile çalışarak geçimini sağlayan ve ailesini bu şekilde geçindiren aşçı, garson, komi, güvenlik, müzisyen, tarım işçisi, inşaat işçisivb. ile yine berber, kuaför, güzellik salonu, şoför, servisçi, kafe, kıraathane, lokanta, nakliyeci, kamyoncu, taksici esnafımız, iş yerleri kapalı olduğu için zor günler geçirmektedir.
Ekonomik destek programı açıklayan iktidar yetkilileri bu kesimlere direkt olarak yardım etmek yerine, bankalara borçlanarakkredi kullanmalarını önermektedir. Borçlu olanların da borçlarını öteleyebilmeleri için öneriler sunmaktadır. Bu doğru bir yöntem olmamakla birlikte faiz oranları çok yüksek ve bankalardan kredi kullanma olanakları bir süre bahaneler ile mümkün olmamaktadır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na aktarılan kaynak, zor durumda ihtiyaç sahibi yurttaşlarımıza dağıtıldığı iddia ediliyor. 1000 ₺ yukarıda saydığımız kesimlere hangi kriterlere uygun olarak dağıtılıyor merak ediyoruz.
Koronavirüssalgını ile mücadele ederken, siyasi beklentilerin bir süre ötelenmesi ve yurttaşlarımızın sağlıkları ve çıkarları önceliğimiz olmalıdır. Bu şekilde organizasyonlara ihtiyacımız vardır. İktidarı ve muhalefeti ile birlikte bu beladan en az hasarla kurtulmanın hesabı yapılmalıdır.
Bu nedenle salgının ülkemizde görülmesinden itibaren Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve parti grubumuz toplam 49 başlıkta sözlü öneri ve parlamentoda kanun teklifi sunmuşlardır. Bir kısmını dikkate alan iktidar, bu önerilerin büyük bir kısmını göz ardı etmiştir.
Muhalefetten gelen hiçbir öneriyi onaylamayan ve yok sayan iktidarın bu yaklaşımına en güzel örnek “Sağlıkta Yaşanan Şiddeti Önleme Yasası”dır. CHP’nin önerisini AK Parti ve MHP oylarıyla reddeden iktidar, aynı yasayı iki gün sonra parlamentoya getirip 5 partinin mutabakatıyla meclisten geçirmiştir.
CHP’li belediyelerimizin iyi niyetle sunduğu birçok hizmeti engelleme yoluna giden iktidar, en son olarak yardım ve aşevi banka hesaplarına bloke uygulamasından sonra belediye başkanlarımıza soruşturma ve belediyelerimiz hesaplarına inceleme başlatmıştır.
Yurttaşlarımıza bedava ekmek dağıtılmasına engel olmuştur. Salgının olası bir büyümesi ve daha fazla yatak ihtiyacı olması durumunda, iyi niyetle ve Sağlık Bakanlığı’na devredilmek üzere hazırlanan Sahra Hastanesi mühürlenmiştir.
CHP’li belediyeler tüm engellemelere rağmen halkımıza hizmetlerini devam ettiriyor. Eskişehir merkezde Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerimiz ihtiyaç sahibi yurttaşlarımıza sıcak yemek dağıtımına ve ayni yardım desteğine devam ediyor. Alpu, Seyitgazi, Mahmudiye ve Han belediyelerimiz rutin görevlerinin yanı sıra yurttaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap vermek için gece gündüz çalışıyor. Cumhuriyet Halk Partisi ilçe örgütlerimiz de yurttaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap vermeye devam ediyor.
Cumhuriyet Halk Partililer ve belediyelerimiz ne paraleldir, ne terörist, ne de virüs.Yaşadığımız bu zor günlerde belediyelerimiz, görevleri gereği bölgelerinde yaşayan yurttaşlarının huzuru, sağlığı ve mutluluğu için çaba harcıyorlar ve halkın yararı için çalışmaya hizmet etmeye devam edecekler.
Toplumu ayrıştırmak ve kutuplaştırmak bu dönemde hiç kimseye ve ülkemize fayda sağlamayacaktır. Bu zor günlerin üstesinden millet olarak hep birlikte dayanışma ruhu ile çıkmalıyız.
Egemenliğimizin ilan edilişinin 100. yılını kutlayacağımız bu günlerde, en büyük güç millet iradesidir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlar, saygılar sunarım.