Virüsün en kritik ve stratejik sektörün tarım olduğunu bir kez daha hatırlattığını ifade eden Türkmen şöyle konuştu: Virüsten dolayı kurulan bilim sağlık kurulunun gerekliliği kadar tarım konusunda da acilen bilim tarım kurulunun oluşturulması gerekiyor. Çiftçilerimizin çok iyi bildiği gibi; tarımda 1 saat 1 güne,1 gün bir haftaya,1 hafta 1 aya,1 ay 1 yıla mal olur. Ama, ne yazık ki, plansız olarak İlimizde de yapılan sokağa çıkma yasağı uygulaması nedeniyle bir çok Eskişehirli çiftçimiz zamanla yarıştığı ilaçlama gibi temel etkinliklerini yerine getirememiştir. Bu hatanın bedeli, rekoltede kendini gösterecektir.
Tohum, gübre, mazot, zirai ilaç gibi ana girdilerin fiyatlarının aşırı artması, buna karşılık ürün fiyatlarının aynı oranda artmaması, plansız üretim nedeniyle arz talep dengesinin olmaması, üretilen ürünlerin üretici bazında makul bir satış fiyatının oluşmaması ve üretici fiyatları ile son tüketicinin aldığı fiyatlar arasındaki uçurum nedeniyle zaten mağdur olan Eskişehirli çiftçilerimiz , iktidarın aldığı son tedbir paketleri içinde tarıma somut desteğin olmaması ve 21 ilde verilecek hibe tohum desteğinden yararlandırılmaması nedeniyle tam bir hayal kırıklığı yaşamaktadır.
Eskişehirli çiftçilerimiz, iktidarın kendilerini cezalandırdığı, illeri arasında siyasi ayrımcılık yapıldığını düşünmektedir.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında, Pandeminin olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik, tarımsal üretime destek olmak amacıyla, 21 ilde 7 üründe %75 hibe tohum desteği verileceği Tarım Bakanlığınca açıklanmıştır. Ancak açıklanan 21 il içerisinde; 507 bin ton buğday, 466 bin ton mısır, 272 bin ton arpa, 47 bin ton ayçiçeği üreten Eskişehir yoktur. İktidar, günlerdir başta tarım meslek örgütleri olmak üzere çiftçilerimizden gelen tepkilere de kayıtsız kalarak çözüm için hiçbir adım atmamıştır
HANİ ÇİTÇİNİN KARA GÜN DOSTUYDUNUZ!
"Çitçinin bugün yanında olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız?" diyerek iktidara ve tarım bakanlığına soru yönelten Türkmen, “Sayın Tarım bakanı 21 ilde ekim dikim teşviki ile ayrıca hazine arazilerini de tarıma tahsis ederek üretimi artıracaklarını belirti. Ancak ülkemizde o kadar arazi neden ekilip dikilmiyor önce bunun tespit edilip, nedenleri ortadan kaldırılması gerekirken yine alelacele alınmış bu kararla da yara tedavi edilemeyecektir. Üretici önünü görebilse ürününün gerçek değerinden satılacağına inansa ve girdi maliyetlerine gücü yetse neden ekim ve dikim yapmak istemesin, çiftçilerimiz para kazanmak neden istemesinler. Bu nedenle sayın bakan ve yetkililer öncelikli olarak girdi maliyetlerine çözüm bulmak zorundadırlar.
Eskişehir ilimizin özellikle Sarıcakaya ve Mihalgazi bölgelerinde örtü altı sebze ve meyve üreticilerimizin şehirler arası ulaşımdaki kısıtlamalar nedeniyle ürettikleri ürünleri büyük şehirlere sevk ve nakil etmekte sıkıntı çektikleri ortadadır. Nisan ayında yapılması gereken ekim ve dikim işlerinin ve mayıs ayında Türkiye’nin bazı bölgelerinde hasadı başlayacak ürünler için gereken iş gücünün temini, sokağa çıkmama, kısıtlı çıkma ve özellikle şehirlerarası ulaşımdaki kısıtlamalar ve hareket zorlukları ile iş gücü ihtiyacını zora sokmuştur. Ayrıca virüsün taşınması ve sosyal mesafe konusunu da düşündüğümüzde pratikte nasıl bir çözüm bulunacağı hala belirsizdir.
Korona virüsü nedeniyle sınırların kapatılması ve tarımsal ihracatımızın durması bazı tarımsal ürünlerin iç piyasaya arzını mecbur kılmıştır. Bu sebeple ürünlerin fiyatları düşmüştür, bu ilk bakışta tüketiciler açısından iyi bir şeymiş gibi gözükse de gelecekte bu ürünlerin fiyatlarının aşırı artmasıyla yine nihai tüketici zarar görecektir. Özellikle domates, yumurta vs gibi ürünlerde ihracatın durması nedeniyle zararına iç piyasaya satılan ürünlerin fiyatları üreticinin maliyetinin bile altında kalmaktadır. Yumurta üreticileri hem zararına satıştan hem de ithal edilen yem hammaddelerinin teminin zor olması nedeniyle tavuk sayısını hızla kesime göndererek azaltmaktadır. Bunun sonunda ileride yumurta fiyatları artacağı kesindir. Domates ve diğer ihraç edilen tarımsal ürünlerde de üretici bu belirsizlikte dikmekten ve ekmekten çekinerek üretimden uzaklaşacaktır. Maalesef bu gelişen olaylar neticesinde ürünün azlığı talebin yoğunluğu nedeniyle ürün fiyatlarının aşırı yükselmesi meydana gelecektir.
Yukarıda öncelikle sıraladığımız ve ilave edilebilecek onlarca sorunun çözümü için bir an önce konunun paydaşlarıyla çözüm üretileceğine, Tarım Bakanımızın ülkenin gıda ihtiyacını ithalatla karşılamayı düşünmesi, Hükümet yetkililerinin hala olayın ciddiyetinin farkında olmadığını düşündürmektedir. Yarıştığımız ülkeler şimdiden önlemini almaya başladı, yıllardır buğday ithal ettiğimiz Rusya yurt dışı ihracatını durdurarak kendi ülkesinin ihtiyacını karşılayacağını ifade etti. Bu karar bize şunu gösteriyor; her ülke bu dönemde önceliği kendi vatandaşlarının beslenmesine verecektir. Bu nedenle ithal kapılarının kapalı olduğunu ve en azından kendi ihtiyacımız olan miktarları olsun kendimizin üretmemiz gerektiğini umarız yetkililer fark ederek gerekli önlemleri alırlar” dedi.