Sağlık Bakanlığı Türkiye’nin ilk corona hastasını anlattı

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye'deki ilk koronavirüs vakası ile ilgili "Tedirgin olalım ama panik olmayalım. Erken dönemde ateş ve öksürüğü olduğu dönemde yakalandı ve o sayede de çok az temaslısının olduğu bir dönemi yakaladık. Türkiye'de evet doğru, artık vakamız var; ama bu vaka 'Türkiye'de virüs dolaşıyordur'a neden olmuyor" dedi.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kara, Türkiye’de görülen ilk koronavirüs vakası, koronavirüsün bulaşma yolları ve virüse karşı alınması gereken tedbirler hakkında açıklama yaptı.

Prof. Dr. Kara, Türkiye’de görülen virüs saptanan kişinin karantina altında olduğunu hatırlatarak, “Yurtdışından geldiğini biliyoruz. Yurtdışında virüsü aldığını biliyoruz. Geldikten sonra Türkiye içerisinde çok fazla temasının olmadığını ve o temasları da bizim ulaşıp, şu anda kontrol altına aldığımızı, izolasyon altına aldığımızı ve 14 gün kadar da karantinada tutacağımızı söyleyebiliriz” dedi.

‘1 METREDEN UZAK MESAFEDE DURMAK RİSK DEĞİL’

Prof. Dr. Kara, söz konusu kişi ile birlikte yakınlarının da gözlem altında olduğunu ifade ederek “Uçaktakiler veya diğerleri, onlar için açıkçası bir şey söylemem çok doğru değil, belki bunu Bakan Bey veya Sağlık Bakanlığı açıklayabilir. ‘Temas’ derken benim sizinle yan yana 1-2 saniye durmam, yanınızdan geçmem, bunlar temas olarak değerlendirilmemeli. 1 metreden yakın mesafede yaklaşık 10 dakika bulunmak, karşılıklı konuşmak ya da aynı ortam içerisinde, aynı kapalı alanda, aynı odada birkaç saat bulunmak bunlar temas. Aynı lokantada, aynı masada durmak risk değildir, aynı yerde 1 metreden daha uzak mesafede bulunmak, bunlar da açıkçası risk olarak değerlendirilmemelidir” diye konuştu.

‘ÇOK AZ KİŞİYLE TEMAS ETTİĞİ İÇİN ŞANSLIYIZ’

Prof. Dr. Kara, “Tedirgin olalım; ama panik olmayalım. Bu vaka yurtdışından virüs alarak geldi ve kendisi de bunu değerlendirdiği için, riskli olabileceğini bildiği için, çok az kişiyle temas edip, çok fazla dışarıya çıkmayan birisi, o bakımdan şansımız var. Erken dönemde yakalandı bu vaka, ateş ve öksürüğü olduğu dönemde yakalandı ve o sayede de çok az temaslısının olduğu bir dönemi yakaladık. Türkiye’de evet doğru, artık vakamız var; ama bu vaka ‘Türkiye’de virüs dolaşıyordur’a neden olmuyor. O nedenle de biz hala ülkemizde tüm önlemlerimize aynı sıklıkla devam edelim. Son 14 gün içerisinde yurtdışındaysanız lütfen evinizde kalmaya çalışın, lütfen çok az kişiyle temas edin, mümkünse dışarıya, toplu yaşam alanlarına çıkmayın. Eğer bu dönem içerisinde ateşiniz, öksürüğünüz, çok ciddi halsizliğiniz, yorgunluğunuz gelişirse de hemen bir maske takarak o şartlarda hemen en yakın sağlık kuruluşuna gidin ve sağlık kuruluşunda da ‘ben son 14 gün içerisinde şu ülkedeydim, şu anda da bu bulgularım var’ deyip, mümkün olduğu kadar diğer insanlardan uzakta kalıp sağlık personelinin size yardımcı olmasını bekleyin” ifadelerini kullandı.

‘ÇOCUKLARDA ÖLÜMCÜL DEĞİL’

Prof. Dr. Kara, hastalığın çocuklarda ve 50 yaşın altındaki kimselerde ölümcül olma riskinin çok düşük olduğunu kaydederek, “Çocuklarda hastalanma oranı çok düşük, yani 9 yaşın altındaki çocuklarda. Virüsü alabiliyorlar; ama bu virüsün hastalık tablosuna neden olması çok düşük, öldürmesi neredeyse hiç yok. Yani çocuklarda ölümcül değil. 9 yaşından neredeyse 50 yaşına kadarsa yine hastalığın ölümcül olma ihtimali çok ama çok düşük. O kadar ağır seyretmiyor, bin kişiden 2 kişisinden daha azında probleme neden oluyor. Ama yaş yükselmeye başladığı anda, işte o zaman ölümcüllüğü bir miktar artıyor. Hastalığın ağır geçirilmesi bir miktar artıyor. O nedenle virüsü herkes alabilir; ama hastalığın ağır geçirilmesindeki en önemli faktör veya en önemli risk sigara içmek gibi, 60 yaşın üstü gibi, şeker hastalığı gibi beraberinde özellikle kalp hastalığı, akciğer hastalığının varlığı gibi nedenler ölümcül olmasını artırıyor” diye konuştu.

‘TÜRKİYE´DE MASKE TAKMAYA GEREK YOK’

Prof. Dr. Kara, Türkiye’de şu anda maske takmaya gerek olmadığını ifade ederek, “Virüs içeride dolaşmıyor, o bakımdan siz bugün sokağa çıktığınızda, herhangi bir yere gittiğinizde virüsle karşılaşma ihtimaliniz çok düşük, hatta yok. Türkiye´de de bunu sadece yeni koronavirüs için konuşmayalım. Özellikle kış aylarında solunum yolları enfeksiyonları, nezleniz, hapşırığınız, öksürüğünüz var, ateşiniz var, hastasınız, kendinizi iyi hissetmiyorsunuz; ama mutlaka işe gitmek zorundasınız. İşte o zaman maske takarsanız bu çevrenize bir saygıdır. Mesela sizde hastalık hafif gider; ama çok yaşlı birisinde veya başka birisine bulaştırırsanız, diyelim ki markette, işte o zaman o kişi için bu hastalık ölümcül bile olabilir. O nedenle hastaların maske takması, hasta olduğunu hissedenlerin maske takması evet, o da ne zaman? Özellikle toplu yaşam alanlarına geçerken veya dışarıya çıkarken” ifadelerini kullandı.

‘HAVALARIN ISINMASI BULAŞMA ŞANSINI AZALTACAK’

Hava sıcaklığıyla virüsün yayılması arasındaki ilişkiye de işaret eden Kara, havanın ısınmasıyla birlikte virüsün bulaşma ihtimalinin azalacağını söyledi. Kara, şöyle konuştu:

“Tahminimiz ve umudumuz öyle. Koronavirüs ailesi, büyük bir aile, 500´den fazla virüs türü var ve bunların büyük kısmı güneş ışığından çok etkileniyor. Bu virüsün yapısal özelliklerine baktığımızda da açıkçası çok farklı değil, o nedenle de güneş ışığından, kuru sıcaktan etkilenmesini bekliyoruz. Ama nem ve ılık havada yaşamını devam ettirebiliyor. Nem; ama aşırı sıcakta virüs canlılığını devam ettiremiyor ve erken dönemde virüsün ölümüne neden oluyor. O bakımdan havaların ısınmasıyla bulaşma ihtimali azalacak. Artı insanlar daha çok dışarı çıkmaya başlayacaklar, siz kendi evinizi düşünün, camını açacaksınız, odanız daha taze havayla olacak, daha fazla dışarıda olacaksınız. Virüsün özelliklerinin yanı sıra insanlar da yan yana geldikleri mesafeyi biraz artırdıkları için, açık havaya çıktıkları için, evlerini, iş yerlerini, ortamlarını havalandırdıkları için virüsün bulaşma şansını azaltacak.”

Haberler