Soner Uçak (Esgündem26) Gazeteci olarak koşturur durursunuz tüm gün bir haberin peşinde. Bazı günler güzel bir haber yakalarsınız, o gün şanslı olarak nitelendirirsiniz kendinizi. Sanırım, ben bugün, o şanslı günlerimden birindeydim. Başka bir haber için Büyükşehir Belediyesindeydim. Bir anda Büyükerşen ile karşılaştım.
‘Hocam der’ demez, ‘Nasılsın oğlum, gel bakalım otur’ demez mi? Hemen oturuverdik, koridordaki koltuklara. ‘Ne yapıyorsun’ der demez başladık konuşmaya. Bir iki sohbetten sonra, günlerdir merak ettiğim sorular, dudaklarımdan dökülüverdi.
-Hocam, Pazar günü yapılacak Cumhuriyet Halk Partisi İl Kongresi için sizin “tek aday ile gidilmesi tercihimdir” yönünde bir açıklamanız oldu. Ancak, şuana kadar beş aday açıklamada bulundu.
Yılmaz Hoca, her zamanki Hoca tavrı ile “oğlum” dedi ve başladı söze:
“Ben, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da çağrısı üzerine bu açıklamayı yaptım. Sayın Kılıçdaroğlu’nun özellikle, yerel seçimlerin kazanıldığı, başarılı olunan illerde ayrışma ve kırgınlıklar olmadan, uzlaşılarak tek aday ile çıkılması çağrısının bir tekrarıydı benim açıklamam. Gönlümden geçen de buydu. Biz, beş dönemdir Eskişehir’de iktidardayız. Artık, AKP iktidarının da gerek iç, gerek dış politikada tükenmiş olduğu, ülkedeki sorunların her geçen gün daha da derinleştiği bir dönemdeyiz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu dönemde partimizi büyüterek iktidar olmanın yollarını tek yumruk halinde aramak ve başarmak zorundayız. Dolayısı ile bizim parti içinde ayrışma ve uzlaşamama gibi, bir yola girmemizin doğru olmadığını, belirtmekte benim açıklamam.
Benim kimsenin en demokratik hakkı olan adaylığını engellemek ya da delegelerin iradesini baskılamak gibi bir niyetim olamaz. Nitekim aday olmak için benimle görüşen herkese ‘hayırlı olsun’ dedim.
Ardından Hocaya en merak ettiğim soruyu yöneltiverdim:
-Bütün adaylar gezerken ya da adaylar için çalışanlar “Beni, Yılmaz Hoca destekliyor” diye söylüyor ya da bazı gazeteci arkadaşlar hangi adayı desteklediğiniz ile ilgili yazılar kaleme alıyor. Ben de sizin ağzınızdan duymadan, bu konuda hiçbir şey yazmadım. Siz gerçekten kimi destekliyorsunuz?
Hoca hiç tereddüt etmeden başladı anlatmaya:
“Beş adayın beşi de bizim partimizin adayı, bizim partilimiz. Hepsi de partimiz için geçmişte ve bugün emek veren partililerimiz. Ama biliyorsunuz, bu şehirde ne zaman adaylar belirlenecek olsa, her şeyi bana mal ederler. Seçime giderken ‘Hoca beni destekliyor’ diye propaganda yaparlar. Kazananlar, “Hocaya rağmen kazandık” derler. Kazanamayanlar da “Hoca yüzünden kazanamadım” der. Bu şehirde olan hep budur. Dolayısı ile ben buna alışkınım. Sağolsun gazetecilerin bazıları da kendi mesşreplerine göre, ya da bazı sebeplerle benim konuştuklarımdan cımbızla, kendilerine uyan cümleler seçerek yorum yaparlar.
Büyükşehir Meclisi’nde son iki dönem muhalefet çoğunluğu vardı. Biz, azınlıktaydık. Gerek şehir merkezinde, gerek ilçelerde, yapmak istediklerimizi, engellemelerle gerçekleştiremedik. Bakın bu dönem, geçen dönemlerde alamadığımız otobüsleri bile hemen alıverdik ve alacağımız kararlarda Meclis’te çok rahatladık. Sayın Adar’ın il başkanlığında girdiğimiz yerel seçimlerde oldukça önemli bir başarı elde ettik.
Büyükşehirlerde İstanbul örneğinde olduğu gibi, başarılı il başkanları ile devam edilmesine de bir vefa olarak bakmamız gerekir.
Bildiğiniz gibi, Adar aynı zamanda Rahmetli Vardar döneminde Belediye Başkan Yardımcısı ve bizimle birlikte Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi olması nedeni ile Eskişehir’in sorunlarına son derece hakim. Dolayısı ile bu benim için önemli bir artı. Ayrıca, eğitimi, herkese eşit mesafeli duruşu, eski partili olması nedeni ile örgüte hakimiyet konusunda da avantajlara sahip. Bu nedenle ‘Adar’ diyorum. Ama tüm il delegelerinin de benim gibi verilecek bir oyu var. Herkes Pazar günü oyunu kullanacak. Ben tüm adaylara başarılar dilerim. Kim seçilirse seçilsin bizim partimizin il başkanı olacaktır. Benim temennim mevcut il başkanının göreve devam etmesidir. Umarım kongremiz bir huzur, kardeşlik ortamında demokrasi yarışı olarak gerçekleşir.”