“Ankara’da sıcak yerde bakanlık da oturup beş yıldızlı otellerde eğitim verip Türkiye’nin gerçeklerini slayt üstünden anlatan yeni dönem yöneticiliğe örnek olacak WhatsApp dan emirler yağdıran Kıymetli Daire Başkanımız; Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Hukuk ve Mevzuat Daire Başkanı Av. Halil Şen soruyorum” diyerek başladığı açıklamasına Köksal şöyle devam etti: Sahada sıkıntıları çözme noktasında ağzını açmazken şehrin yapısına ve ülkemizin gerçekliğini görmezden gelen idareci yapısı WhatsApp da aslan kesiliyor.
Sayın bakanım bürokrat yapınız maazallah WhatsApp olmasa idi nerden talimat yağdıracaktı. Sahayı Ankara dan görenlere bir kaç uyarı yapalım.
Mihalıççık ilçesi bir ucundan diğer ucuna 109 köye sahip Aile Hekimleri köylerini ziyaret edip gezmek zorunda. Günyüzü ilçesine Eskişehir’den ulaşım doğru dürüst yok.
Alpu da yazı ayrı kışı ayrı, Aile Hekimleri göçerleri, misafir hastaları var.
Aile Hekimleri entegrelerde nöbet tutuyor evet bunun içinde para alıyor ama; Ama ile başlıyorum yasayı yazarken Almanya’yı örnek alıp sahada Sudan, Afrika standartları ile uygulama yapıldığı aşikar Halil Efendi her şey mevzuat dan ibaret değil.
Fazla mesaiye kafayı takmış başta yerel yöneticiler olmak üzere Bakanlık bürokratlarına bir kaç soru soralım madem devletimiz çalışanlarına döner sermaye bile veremezken;
başta Halil Şen olmak üzere mevzuat ve hukuk için adaletten şaşmayan sevgili devlet sevicilere sesleniyorum.
-Sözleşmeli idareciler, başhekimler, müdürler, uzmanlar kaç para maaş almaktadırlar.
-Sözleşmeli idareciler ile birlikte sağlık da dönüşüm çöküşü dönüyor dememize rağmen verdiğiniz fazla mesai ücreti ile yönetici maliyeti arasında ne fark var?
-Türkiye’nin en güzel yerine başta uzman hekimlik kadrosu olmak üzere Batının göbeği dediğimiz turisttik yerler dahil 4924 sözleşmeli atamaları neden yapıyorsunuz. Normal münhal kadrosuna bile binlerce gönüllü varken niçin devleti zarara uğratıp 4924 atamaya devam ediyorsunuz.
-Hastanelerde fazla mesainin peşine düştüğünüz kadar yanlış yapılan yatırımların peşine düştünüz mü Halil bey !!!
-En büyük çağrımızda entegre başta olmak üzere aile hekimliğinin doğasına aykırı olan acil nöbet hizmetleri, defin icap nöbetleri, fazla çalışma, esnek çalışmanın yanlış uygulanmasına göz yuman veya bi haber olan Uz. Dr Ayşe Çuhadar a çağrımızdır;
Aile Hekimlerinin hasta sayılarının 4000 üzerinden 4 yıldır 2500 standardına düşüremeyen çapsız idarecilere hesap sorun veya işgal edilen koltukları boşaltın.
-Aile Hekimlerine ayda 5 nöbetten 24 saat nöbet tutturup birde Aile Hekimliği yapın demek hangi düşüncenin ürünüdür. Sürekli nöbet tutan TSM hekimleri ayda ortalama 7 nöbet tutarken bu uygulama hangi vicdanın ürünüdür.
-Koruyucu Sağlık Hizmetlerinin temel unsuru olan Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanlarının sorunlarını göz ardı edenler, fazla mesai peşine düşmüş durumdalar.
-Ortalama bir aile Hekimi günlük 80 rpt yapmaktadır. Ayrıca obezitesi, danışmanlığı, üreme sağlığı, KETEM faaliyetleri derken vatandaşa hizmet noktasında Aile Hekimlerinden çok fazla yüklenmiyor musunuz?
-Aile Hekimlerinin iş yükü bir hayli fazla iken MÜNAVEBELİ diyerek, bu personeller sözleşmeli “biz Aile Hekimlerine her şeyi yaptırırız” demekte nedir.
Sayın Daire Başkanı Halil Şen’e bir son sorumuz olsun.
Sağlık Bakanlığı olarak personele verilmek istenmeyen fazla mesai ücretleri Tüm Türkiye’de ne kadar?
Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığı eğitim adı altında yılda ne kadar ödeme yapıyor?
Fazla mesaiye ayırdığınız zamanı sahanın eksikleri sağlık çalışanın sorunları üzerine zaman ayırılması gerekmektedir. Başta Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları olmak üzere sağlık çalışanlarının yükü ağırdır ve birde gereksiz hak etmeden makama gelenlerin kahırlarını çekmemelidirler.
O kadar eleştirdik çözümü de belirtelim. Perifer ilçelerde Aile Hekimliği sistemi kaldırılsın. İlgili yöneticiler bu zihniyetle zaten Aile Hekimliği sistemini gereksiz görüyorlar. .Entegre Sağlık Tesisleri bu sayede hem doktor kazanır hem de para kaybetmemiş olur.
Entegre nöbet hizmeti veren sağlık tesislerini kapatın sizde kurutulun bizde.
Mevzuata uygun olanı var olmayanı var. Sayın Bakanım her şey mevzuat değildir.