CHP İL BAŞKANINI SEÇECEK ÖYLE Mİ?

SONER UÇAK YAZDI...

“CHP il başkanı kim olacak?” sorusu ardından hemen şöyle bir soru ile karşı karşıya kalmanız oldukça doğal ve meşru bir hal almaya başladı “Belediye başkanları kimi işaret edecek?”

Bu durum ne işaret edecekleri, ne işaret edilecekleri, ne de işaret edileni destekleme hevesiyle yanıp tutuşanları zerre rahatsız etmiyor.

Türkiye’nin siyasi yapılanması ile oldukça uygun aslında, bu rahatsız olmama hali.

 Mevcut koşullar göz önüne alındığında anlaşılabiliyor.

Ancak mevzu CHP olunca anlamlandırma konusunda en azından ben ciddi zorluklar yaşıyorum.

Eleştirdiğin, kızdığın ya da öfkelendiğine zaman içerisinde benzeme durumu söz konusu bir yerde.

İşaret edenler ve edilenler arasında üretilmeye çalışılan ve her defasında duvara toslayan siyaset yapma alışkanlığı, ısrarla tabanı daha apolitik bir zemine taşımaya devam ediyor.

Bilinçli, ne istediği bilen bir kitle yerine, uygun görülecek yere yerleştirilmek istenen bir kütle yaratılma hevesi, örgütlü mücadelenin ortaya çıkaracağı enerjiyi yok ederken, en azından örgütlü mücadelenin gücüne inanıp da, CHP’de mücadele etmeye heveskar pek çok kişiyi zaman içerisinde aynı potanın içerisinde eriterek kütleye dahil ediliyor.

60 yılı aşkın süredir iktidarda olmamasına rağmen hala güçlü bir parti olmasını borçlu olduğu her şeyi, bir il başkanlığı seçimine kurban ediyor.

İl başkan adaylarına gelince.

Onlar için işler daha da acıklı.

Ne konuştuğunu, ne konuşabildiğini bilmeyeceğiz örneğin.

Hiç birinin bir şeyler anlatmak için yanıp tutuştuğuna şahit olamayacağız.

Kişilikleri sorgulanmayacak, puanlanmayacak veya…

İşaret edilmeleri ile yetinecekler ve belki de daha acısı sevinecekler.

 Bir biblo gibi oraya koyulduktan sonra CHP tabanının kendilerine saygı duymalarını isteyecek pek çoğu.

 Öyle ya, onlarca aday içerisinde işaret edilen olmak da başlı başına bir hüner.  

İşaret edenlere gelir isek; yerelde elde edilen ciddi başarının ardından belediye başkanlarının  böylesi kritik süreçlerde söz hakkının olması gayet doğal.

Ancak bu söz hakkının nasıl kullanıldığı ya da kullanılacağı bundan sonra ekilecek tohumların karşılaşacağı toprak açısından kritik bir önem taşıyor.

Parti içi mücadelede biri ya da birilerine rağmen adımlar atmak işin doğasında vardır.

Ancak tabana rağmen "ben yaptım oldu" mantığı ciddi anlamda rahatsızlık yaratır.

Tabi, parti içinde söz hakkı olan böyle bir taban kaldıysa…

Haberler