AK Parti, kültür konusunda gerekli atılımı bir türlü sağlayamadı. Cumhurbaşkanı aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın tespiti ve eyvahlandığı bir durum.
Hangi tohumun atılıp, neyin biçilmek istendiğini bilmiyorum. Veya atılan tohumdan ne beklenmesi gerektiği yönünde yorumda yapmayacağım.
Ancak, mafya dizilerinden muzdarip olup da, yine aynı dizilerden günlük dile dolanan “sonunu düşünen kahraman olamaz” lafı ile bir dış politika güdebiliyoruz.
Sözün sahibi Şeyh Şamil.
Biz de mafya dizilerinde kullanılıyor.
Üretemediğimiz gibi tüketiyoruz da.
Ondan sonra siyah elbiseli gencecik çocuklar sonunu düşünmemeyi marifet gibi algılayarak karşımıza çıkıyor.
Tabi ki politikacılarımızda.
Sözün hangi şartlarda kullanıldığına bakmadan, neye malzeme yaptığımızı sorgulamadan yaşıyoruz işte.
Kültür endüstrisi değil, bildiğin kültür işportacılığı hakim.
Olumsuz bir kavramın daha olumsuzunu keşfettik.
Bir şeyin tutması söz konusuysa çekilir, bir şeyin tutması söz konusu ise kaseti çıkartılır.
Ya tutarsa…
En son bir kurnazlık edip Aleyna Tilki’ye “ilham veren genç ödülünü vermemişmiydik!
İlhamımız geldi zahar.
Binaların estetik görüntüsü yerine büyüklüğü ile gurur duymuyor muyuz?
Estetiği değil boyu önemli zahar.
Pardon pardon şimdi binaları yatırmaktan yanayız.
Her neyse Sivrihisar sucuk festivaline getireceğim sözü.
Ne sucuktur o be!
Bir Sivrihisar damadı olarak o geleneksel lezzeti tatmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Hele ki hafta sonları geniş bir zaman ayırabiliyorsanız kahvaltınıza, Sivrihisar sucuğu şenliğe çevirir sofranızı.
Ancak mevzu bu değil elbette.
Aynalı Tahir: bildiğiniz Alişan sanatçı olarak katılacakmış festivale.
Haberi girdik kıyamet koptu.
Bence sunucu olarak çağırılsa ya da dizi oyuncusu olarak çağırılsa bu kadar kıyamet kopmazdı.
“Aynalı Tahir’in ne işi var sucuk festivalinde“diyenler gırla.
Tahir’i bilmem ama aynası mühim.
“Neden kültürel olarak atılım yapamadık?” diye sorarsa bir AK Partili, yüzüne aynayı tutmanız kafi…