Bütçe görüşmelerinde, Emniyet Genel Müdürlüğü Bütçesi üzerine konuşan Süllü, belirlenen amaç ve hedeflerin tersine uygulamalar ve ayrıştırıcı dil ile toplumsal huzurun sağlanamadığına; anayasal hakların çiğnendiğine dikkat çekti. Süllü, çevre duyarlılığı, şiddet karşıtlığı, işçilerin hak arayışları gibi barışçıl eylemlere yönelik sert müdahalelerle anayasanın gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine değindi. Cezaevindeki akademisyen ve gazetecilerin varlığının da ifade özgürlüğü hakkının ihlali olduğuna değinen Süllü, insanların sosyal medyada ya da kendi aralarında bile düşüncelerini paylaşmaktan çekinir hale geldiğini söyledi.
Süllü, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminde korunamaması, öldürülen kadın ve çocuk istismarlarındaki artışla suçun azalmasının sağlanamaması, Rabia Naz, Burak Oğraş gibi şüpheli ölümlerin, sayısız faili meçhullerin etkin müdahale ile aydınlatılamaması ile hedeflerin yine tutmadığını anlattı.
BÜTÇEDE EMNİYET PERSONELİ YİNE UNUTULMUŞ.
Süleyman Soylu’nun, 2020 bütçe teklifinde %16’lık personel artışı ile suçun azalacağına yönelik yaklaşımına katılmadıklarını ifade eden Süllü, bakanı, kendi personelini düşünmemekle eleştirerek Emniyet personelinin özlük hakları, rütbe intibakları ve 3600 ek gösterge gibi haklı beklentilerinin 2020 bütçesinde yer almadığını söyledi.
Süllü, FETÖ ve 15 Temmuz’a sürekli vurgu yapan Soylu’yu, Emniyette Menzilci yapılanma iddiaları konusunda uyararak, Atatürk’ün “Efendiler ve ey millet, biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz” diyen öngörüsüne kulak vermeyenlerin, yine kandırılmasından, endişe duyduklarını dile getirdi.
BARIŞIN HİÇBİR MALİYETİ YOKTUR.
“Siyasi ve toplumsal muhalefeti kontrol altında tutma çabası ve nefret söylemleri ile güvenlik ve huzur sağlanamaz.” sözleri ile Bakanlığı’nın politikalarını eleştiren Süllü, konuşmasını şöyle sürdürdü. “Muhalefete yönelik olumsuz söylemlerle ülkenin ana muhalefet liderini, meslek gruplarını itibarsızlaştırma ile beli kırılan avukatı, şiddete uğrayan doktoru, şiddete sıfır tolerans söylemleri ile kadını, çocuğu koruyamazsınız. Kaostan beslenme kültürünü bir yana bırakarak, ötekileştirici dili terk ederek, kucaklaşarak başarılabilir. Siyasal Kuramcı Thomas Paine’in dediği gibi, “Barışın hiçbir maliyeti yoktur. Buna ek olarak, tüm masraflarıyla herhangi bir zaferden son derece avantajlıdır.”