Doğramacı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte kadınlarımız çok önemli siyasi, hukuki ve sosyal haklar elde etmişlerdir. Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için kadını ve erkeği eşit yurttaş yaratmanın gerekli olduğuna inanan, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran irade ve bu iradenin önderi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde kadınlarımız birçok gelişmiş ülkeden önce bu haklarını elde etmişlerdir.
Bugün ise nüfusumuzun yarısını kadınlar oluşturmakta olmasına rağmen kadınlarımızın fiili olarak "eşit yurttaş" olamadıkları açıktır.Bu doğru başlangıç sürdürülmemiş, 85 yıl içinde bir arpa boyu yol alınamamıştır.
Halbu ki Türkiye, Fransa ve İtalya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı.Başta ülkemiz olmak üzere, dünyanın pek çok yerinde kadınların en temel haklarının büyük ölçüde kâğıt üstünde kaldığı bilinmektedir.
Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi olan “kadın erkek eşitliğinin” başta siyasette olmak üzere yaşamın her alanında yer almasını istiyoruz. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların karar alma süreçlerine katılamaması, siyasette eşit oranda temsil edilememesi, her şeyden önce bir demokrasi meselesidir.Ülkemizde 2018 verilerine göre okuryazar olmayan 2 milyon 197 bin 257 kişinin, 1 milyon 872 bin 141' i ne acıdır ki kadındır.
Kadın istihdamı giderek azalıyor; her üç kadından biri ailede, sokakta veya iş yerinde şiddete uğruyor, 2019’un son 11 ayında 430 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınların karar verici konumlarda ve siyasette yeterli sayıda temsil edilmemesi, yaşamın her alanında cinsiyet ayrımcılığının giderek kökleşmesine, kısır döngü halinde devam etmesine ve gerçek demokrasinin yaşama geçirilememesine yol açmaktadır. Türkiye eğitimli, donanımlı ve konularında yetkin kadın potansiyelinden yararlanmamaktadır.
Kadın – erkek eşitliğini sağlayacak, kız çocuklarının kesintisiz eğitim yapmasına olanak sağlayacak, kadın istihdamını artıracak bir dizi yasanın çıkartılması, yine erken yaşta evlenmelerin, kadının şiddet, taciz görmesine engel olacak eğitimlerin verilmesi ve yasaların buna göre düzenlenmesi gereklidir. Bu yasaların çıkartılmasında Meclisteki kadın milletvekillerinin katkısının çok daha etkin olması gerekmektedir.
Kadının insan haklarının önündeki engellerin kalkması, yasal değişikliklerin yapılması, kadın – erkek eşitliğini sağlayacak toplumsal dönüşümün sağlanması için Cumhuriyet Halk Partililer olarak dün olduğu gibi bugün de çalışmalarımıza ve mücadelemize devam edeceğiz.
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği bu gün Atatürk’ün bizlere verdiği değerlere layık olmamızı, haklarımızı almak için var gücümüzle mücadeleye devam etmemizi diliyor, seçme ve seçilme hakkı’mızın 85. yılı olan bu çok önemli ve değerli günümüzü kutluyorum. CHP Kadın Kolları’nın açıklamasına kısa bir süre önce yaşam mücadelesini kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın babası Serdar Arslan da destek verdi.