18 yıldır AK Parti’nin tarımı kalkındıracak politikaları hayata geçiremediğini belirten Türmen, “ÇKS (çiftçi kayıt sistemi ) nin iyi planlanmaması sebebiyle tarımsal üretimimiz istenilen seviyeye gelememiştir. Yapılan hatalardan dolayı arz ve talep planlarının yapılmaması piyasada dengesizliklere yol açmıştır. Hangi üründen hangi bölgede ne miktarda üretim yapılacağı, hala düzensiz bir şekilde devam etmektedir. Sadece şeker pancarı gibi çok kısıtlı ürünlerde üretim planlaması yapılmakta olup, onu da son yıllarda şeker fabrikalarının özelleştirilmesi nedeniyle pancar üreticisi özel sektörün insafına bırakılmıştır. Tarımda şu anda en büyük problem girdi maliyetlerinin çok aşırı artması buna karşılık tarımsal ürünlerin fiyatlarının çiftçi bazında son yıllarda aynı seviyede kalmasıdır. Bu nedenle üreticiler para kazanamamakta veya kazansa bile, verdiği emek, masraf ve bunun gibi çabaları düşünüldüğünde elde ettiği kazancın yeterli olmadığı ortadadır. Kazancın yeterli olmaması sebebiyle bir kısım üretici tarımı bırakmıştır. Yapmakta olan kesim ise TKK pancar kooperatifi bankalara ve tüccarlara borçlanarak zor şartlarda üretim yapmaya gayret göstermektedirler. Özellikle mazot, gübre, tohum ve zirai ilaç gibi ana girdilerde fiyatlar çok fazla artmıştır. Arpa, buğday ve mısır gibi ana üretim dallarında ise ürün fiyatları aynı seviyede kalmıştır.Bu yılki yağışların azlığı, önümüzdeki yılın daha zorlu olacağını göstermektedir” dedi.
Gençler kırsal alanı terk ediyor
Son yıllarda kırsal kesimdeki gençlerin tarıma yönelmediklerini belirten Türmen, “ Kırsal kesim ve tarıma önem verilmemesi nedeniyle, özellikle gençlerin kırsal alanları terk edip, şehirlerde asgari ücretle çalışmaya özendirilmesidir. Bu durum, kırsal alanı ve tarımı bitirme noktasına getirdiği gibi şehirlerin işsiz gençlerle dolmasına sebep olmuştur. Resmi rakamlara göre son 10 yılda yaklaşık bir milyona yakın üretici tarımı bırakmak zorunda kalmıştır. Özetle söylemek gerekirse girdilerin yükselmesi ürün fiyatlarının aynı kalması, üreticinin ürününü yeterli ve makul fiyata satamaması; buna karşılık satış pazarlama sisteminin çarpıklığı nedeniyle çarşı pazar ve marketler de fiyatların yüksekliği hem üretici hem de tüketici mağdur edilmiştir.
Bu şekilde ne bu ülkenin tarımı kalkınır, ne de üretici ve tüketici memnun olur.
Yakın zamanda yapılan üçüncü tarım şurasında konuşan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üreticinin beklediği çözüm politikasını ortaya koyamamıştır. Bunun yerine sürekli tarıma verilen destekleri söz konusu ederek özellikle de devlet tarafından verilen desteklerin kendi şahsı tarafından veriliyormuş gibi salondaki dinleyicilerden alkış ve tezahürat beklemiştir. Özellikle zeytine verilen 15 kuruşluk desteği de söyledikten sonra salondan ses çıkmaması üzerine ''Bu salonda zeytinci yok mu'' diye espri yapmıştır. Bu sözlerin sonucunda salondakiler istemeyerek cılız bir alkışla cevap vermiştir. Sonuçta tarım şurasından çiftçiyi memnun edecek bir sonuç çıkmamıştır” diye konuştu.
İYİ Parti yönetime taliptir
Türmen açıklamalarına şu şekilde devam etti: Genel başkanımız Sayın Meral Akşener'in ifade ettiği gibi hükümet sorunlarını teşhiş edip çözmek yerine ''yapılacak'' ''edilecek'' ''görülecek'' gibi cek cak larla ülke vatandaşlarını oyalamaktadır.
Ülkemizi ve şehrimizi ilgilendiren önemli diğer bir konu ise sarar grubunun yapmış olduğu açıklamadır.
Sarar grubunun %20 küçülmeye gideceğini açıklaması ülkenin geldiği ekonomik durumun son noktasıdır. Yaklaşık 5000 çalışanı olduğu bilinen söz konusu şirketin %20 küçülmesi demek, yaklaşık 1000 kişinin işsiz, aşsız kalması demektir. Ayrıca Zeytinoğlu grubuna ait şirketlerden de yaklaşık bir ay önce 500 kişi işten çıkarılmıştır.
Eskişehir ekonomisi için üzücü bir olaydır. İşin garibi işler böyle olumsuz gittiği takdirde, sarar gibi büyük sanayi kuruluşlarımızda küçülmeler devam ederse, ileride bu günlerimizi arar hale geleceğiz. Eskişehir halkımızı yakından ilgilendiren diğer bir önemli konu da Büyükşehir Belediyesinin açıklamış olduğu şebeke suyuna yapılacak olan %60 zamdır. Kalabak suyunun 2.75 TL.den 5 Tl'ye fiyatının çıkarılmasıyla yapılan %80 zammın üzerine bir de bu zammın yapılması ekonomik yönden geçim sıkıntısı çeken aileleri daha da zor duruma düşürecektir. Öve öve bitiremedikleri ülkenin her konuda kalkınacağını söyledikleri Türk tipi başkanlık sisteminin bizi getirdiği nokta ortadadır. Bu sistemle bu ülkenin gelişmesi kalkınması ve bunun sonucunda ülke insanının refah ve mutlu olması mümkün değildir. Sayın genel başkanımız Meral Akşener'in dediği gibi ''güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sisteme ülkenin acilen dönmesi, sorunlara bir bir çözüm bulup dünya devletleri içinde layık olduğu yere ulaşmamızdır.'' Türk milleti ne böyle bir sistemi ne böyle bir yönetimi ne de böyle bir fakirleşmeyi asla hak etmemiştir.
Temennimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin en kısa zamanda Akp zihniyetinden ve politikalarından kurtarılıp, parlamenter sisteme geçmesidir. İyi parti ülke yönetimine taliptir ve bunu başaracak kadrolara sahiptir.