Bir dönem birileri için satranç tahtası olan Eskişehirspor’da atlar, filler, kaleler bir bir düşünce vezirler çaresiz kaldı. Şahların mat olduğunu yedi düvel biliyordu. Oyun değişmişti hey hat.
“Ya tutarsa!” diye atılan zarlar arasında bileği en güçlü olan bu kez zarı attı.
3-5, 4-4 atmak yetmiyor, zarların düşeş gelmesi şart.
Eskişehirspor’u anlatmak için zannediyorum ister stratejiye ister şansa dayalı olsun, bir oyunu tercih etmek başlı başına yanlış bir giriş olabilir.
Affa sığınarak yola devam ediyorum.
Eskişehirspor’da uzunca süredir yolunda gitmeyen işler camianın canını sıkıyordu.
Yol da, iş de, yolcu da bu gidişattan memnuniyetsizliğini her fırsatta dile getiriyor, ancak çözüm üretilemiyordu.
Bataklıkta el uzatılan her çalı elde kalıyor, daha dibe batmanın önüne geçilemiyordu.
Hesap soranında, hesap sorulanında aynı umutsuzluğa gark olduğu bir süreçti artık.
Aradan sıvışmak en akıllıcaydı.
Eskişehirspor’u görmezden gelirsen Eskişehirspor gibi bir sorunda olmazdı.
Görmezden gelindi canım Eskişehirspor’da görünmez kılınamadı.
Karşıya yöneltilen eleştiriler, karşıda kimse olmadığını, daha doğrusu kimse kalmadığını görünce tükeniyor, akıllara biz geliyordu.
Biz Eskişehirspor’un kurtuluşunun yeniden dirilişin en önemli sözcüğüdür, cebe koymakta fayda var.
Kazım Kurt en baştan beri yılmadan herkesi dinledi, herkesle konuştu.
Geri duracak denildiğinde milim geri kaymadı.
“Eskişehirspor’a bulaşan yanar” sözleri ortalıkta uçuşurken bir avuç su taşıdı o ateşe.
Sonra birileri de Kazım Kurt’un bu sebatının çok da yersiz olmadığını gördü.
Önce Soydaş, ardından birileri ve daha başka birileri “Eskişehirspor kurtulabilir” dedi.
Eskişehirspor’a güzel manzaralı mezar yeri aranırken denildi tüm bu sözler üstelik.
Ateşin kavuruculuğunu en fazla hisseden, kendi deyimiyle “Eskişehirspor ile her türlü mutluluğu ve üzüntüyü yaşayan” Akgören ateşin içine daldı.
Şahidiz, ateş geçirmez yelek yok üstünde.
Tüm çaresizliği ile Eskişehirspor’a bir çare olmak için atıldı vesselam.
Tatarların kaderi zannediyorum bir yerden sonra “ben bu oyunu bozarım” diyerek kendini ateşe atmak.
Mustafa Akgören, şimdi yanıyor.
Cayır cayır üstelik.
Eskişehirspor, kaybolduğu, yok olmaya yüz tuttuğu o dipsiz kuyudan çıksın diye bir ışıktır Akgören, bugün yalnız bırakılırsa yarın ki karanlıktan hepimiz sorumlu olacağız.
Bu saten sonra para tura işi değil mesele, bir avuç su taşıyabilmektir ateşe.