“MAZERET VE BAHANE YOK”
Demirbakan, spor yazarları ile buluşmasında önemli açıklamalarda bulundu.
Zor bir sezonda Eskişehirspor’da göreve geldiğini anlatan Demirbakan, “Osman Başkan’a; ‘Ben -12 puana razıyım’ dedim. 80 puanlık bir sistemde 9-12 puan hiçbir şey değil. Rahat rahat üstesinden gelirsiniz. Tabi işi bilirseniz başarırsınız. Yaşam felsefemde mazeret ve bahane yok. Eskişehirspor’a layık olmaya çalışacağım” dedi.
“ESKİŞEHİRSPOR’UN İSMİNE ZARAR VERİYORLAR”
“Bundan sonra Eskişehir’e yakışan, güvenilir, sözü geçen ve lobisi olan bir yönetimin göreve gelmesini istiyorum” diyen Demirbakan “Öyle adamlar çıkıyor ki, amatör spor kulübü idare edemeyecek düzeydeler kalkıp Eskişehirspor’a talip oluyorlar. Eskişehirspor’un ismine zarar veriyorlar. Eskişehirspor’u dürüst kişiler yönetsin. Gerçekleri açıklasınlar, tutarlı olsunlar. Eskişehirspor büyük bir camiadır. Ama şimdi seviye düşmüş. Önce Eskişehirspor’un itibarını yerine getirmemiz gerekiyor.
Ama geçmişi unutmayalım. Geçmişte çok hata yapılmış. Ama bunları unutmayalım. Yarın yine yükselişe geçersek geçmişteki hatalar gözümüzün önüne gelsin ona göre adımımızı atalım. Eskişehirspor tombaladan para kazanıyordu. O günlerden bir yere gelindi. Sonra lale devri yaşandı. Lale devrinde de yapılan hatalar yüzünden şimdi bu haldeyiz. Süper Lig’deyken maç primi 500 bin liraydı. Adam başı 100 bin lira primleri dahi duyduk. Böyle olmamalıydı” ifadelerini kullandı.
Mesleklerine duydukları saygıya minnetarım
Demirbakan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: Ben maç kazanmayı ne kadar istersem isteyim takımın ne yapmak istediği önemli. Eğer onlar yapmak istemezse benim isteğim havada kalır. Şimdiye kadar bizim takımımızda futbolcularımız büyük özveriyle mücadele ettiler ve ediyorlar da. Antrenman ve maç disiplinleri üst seviyede. Mesleklerine duydukları saygıya minnettarım. Eskişehirspor’un ismine, büyüklüğünü göz önünde bulundurarak mücadele ediyorlar.
69 puanlık bir maç maratonumuz var. Biz bir 30 puanı dahi kaybetsek ligde kalabiliriz. 25 puan dahi kaybetsek rahat bir şekilde bu ligde kalabiliriz. Yani 1-2 maç kaybıyla kimse telaş yapmasın. Ligde kalabilecek sezon sonunda başarıya ulaşabilecek bir kadroya sahibiz. Başarı zor şartlarda elde edilir. İnsanlar Jurgen Klopp’ü örnek gösteriyor. Klopp’ün çalıştırdığı takımda futbolcu, personeli parasını tam zamanında alıyor. Orada tabi başarı gelir.
Ama bizim şartlarımıza bakın. Benim futbolcum sabah 6’da yatıyor. Ne yapacağım nasıl geçineceğim diye. Bu şartlarda sahaya çıkıp mücadele ediyor. Şartlar bir değil. Bunu benle aynı kaderi paylaşan antrenör arkadaşlarım içinde söylüyorum. Sırf ben yaşamıyorum bu sıkıntıları. Almanya’yı Fransa’yı örnek gösteriyorlar. Onların yapabildiklerini yapmak için senin futbolcunun gece kafasını rahatça yastığa koyması lazım.
Bizim futbolcumuz benim alacağım bugün gelir mi, gelmez mi diye gece yatarken düşünüyor. Benim futbolcum sorunlu yatıyor. Takımın primi maçtan sonra düzenli bir şekilde yatsın biz bu işi nisan ayında bitiririz. Bundan sonra gelecek yönetim buna dikkat etmeli. Bu prim sisteminin ne olduğunu ben iyi biliyorum. Daha önce böyle şeyleri yaşadığım için bunları rahatça söyleyebiliyorum. Daha önce Süper Lig’e çıkarttığım takımda 34 hafta sadece prim aldık ve şampiyon olduk. Yeter ki huzur olsun. Sistemin adı huzurdur. Futbolcu geceleyin kafası rahat bir şekilde yatsın yeter. Artık herkes birleşsin. Burada artık kurtuluş savaşı gibi bir şey yaşanıyor. Artık bu parti şu parti demeyelim. Herkes Eskişehirspor etrafında birleşsin. Bu kulübe sahip çıkalım. Bu şehrin göz bebeği Eskişehirspor’dur.